ZIKZAK WEBLOG: Aralık 2004



WEBLOG

Zikzak, kişisel bir weblogdur. Okumakta olduğunuz sayfalarda, daha çok site sahibini ilgilendiren konularda yazılar ve linkler bulunmaktadır. Site geneli hakkındaki düşüncelerinizi, önerilerinizi ve isteklerinizi bir eposta aracılığıyla bildirebilirsiniz.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ARŞİV . . LİNKLER . . EPOSTA . . .

Milletvekilleri maaş isyanındaymış. 100'ü aşkın milletvekili kredi kartı borçlarını ödeyemediği için kredi kartları artık çalışmıyormuş. Yani aldıkları maaş (6,5 milyar Türk Lirası) az geliyormuş ve zam talep ediyorlarmış... Bak sen şu işe. Normal vatandaş kredi kartı borcunu ödeyemeyince ona zam mı yapılıyor? Zam yapmayı boş verin, o kişiye haciz geliyor. Ne biçim bir memlekette yaşıyoruz anlamıyorum. Vatandaş kemer sıkacak ama vekili rahat yaşayacak... Sayın milletvekilleri, Stv'de yayınlanan "Kimse Yok mu?" adlı programı açın ve vekili olduğunuz bazı vatandaşların halini görün. Onlarla ilgilenme görevi bu tip programlara mı aittir? Devlet ve işi düşünce oy isteyen vekilleri nerededir? Size verilecek zamla, her ay kötü durumdaki 100'lerce aileye asgari ücret bağlanabilir... Halinize biraz şükredin ve kredi kartlarınızı da fazla kullanmayın...

Bu arada, illa zam yapılacaksa bari çalışan milletvekillerine yapılsın. Hani artık öğretmenlere ve doktorlara performanslarına göre zam yapılacak ya, aynısı milletvekillerine de uygulansın. Meclise canı isteyince gelen, sıralarda oturup sadece parmak kaldıran milletvekillerine zam yapılmasın...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Blogger ana sayfasındaki Blogs Of Note adlı bölümde, Tsunami Help adıyla yayın yapan ve Güney Doğu Asya'da yaşanan deprem ve tsunami felaketiyle ilgili haberlerin verildiği bir bloga rastladım... Indonesia Help adlı, daha çok yardım kampanyaları hakkındaki bilgilere ulaşabileceğiniz bir blog da var... Ayrıca Wikipedia - 2004 Indian Ocean Earthquake'den de detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz... Olayla ilgilenenlerin veya yardım etmek isteyenlerin bu siteleri ziyaret etmesinde fayda var...

Radikal Gazetesi'nden bir haber... Birkaç ay önce Fransa'daki 512'lik ADSL hizmetinin 10 Euro civarında olduğunu yazmıştım. Demek bu hizmet çok daha ucuza da verilebiliyormuş. Önümüzdeki senelerde Türkiye'de de internetin ucuzlaması gerekecek...

Almanya'daki internet kullanıcıları artık aylık 4 avroya (yaklaşık 7.5 YTL) bir DSL hattı sahibi olabiliyorlar. Reuters'in raporuna göre bu fiyatların bu düzeye gelmesindeki neden son zamanlarda telekom şirketleri arasındaki rekabetin giderek kızışması. T-Online'ın Congster isimli bu yeni tarifesindeki download limiti 2 GB. Bu da yaklaşık 700 MP3'e denk gelen bir miktar. Daha fazla download yapmak isteyenlere ise 13 avro karşılığı 8 GB kapasiteli bir paket de sunuluyor. İki pakette de limiti aşan her bir megabyte için 1.40 sent alınıyor. Bu paketlerin dez avantajı ise yanında bedava e-posta hesabı ve web sayfası gibi hizmetlerin sunulmaması. T-Online'ın en büyük rakibi olan Freenet şu an 2 GB için 6 avro alıyor...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Büyük ihtimalle yarın yazamayacağım... Yeni yılın hepimize sağlık, mutluluk, başarı, sevgi ve huzur getirmesini diliyorum. Umarım her şey istediğimiz gibi olur... Şimdiden mutlu yıllar...

John Rubio
JohnRubio.com... Sitede John Rubio tarafından çizilen illüstrasyonlar, kara kalem çizimler, tasarımlar ve animasyonlar sergileniyor... Ayrıca şu sayfada da 70'ten fazla eser mevcut. Çalışmaların güzel olduğunu söyleyebilirim... Bu tip çizimlere ilgi duyanlar siteyi ziyaret etsin...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Google'da zikzak kelimesini aratınca, Zikzak adı altında müzik yapan birilerine rastladım. Şuradan daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz... Ayrıca sitedeki sounds bölümünden de örnek bir şeyler dinleyebilirsiniz. Summer's Gone adlı bir parçanın mp3'ünü indirdim ama beğenmedim... Bu arada, Todd Stadtman'a ait başka bir sayfada da on adet mp3 var...

Türkiye Avrupa Birliği'ne girebilir mi?.. Bu soru son zamanlarda çokça soruluyor. Yabancı televizyon kanallarında Türkiye'yle ilgili bir programa rastlarsanız mutlaka seyredin ve Türkiye'nin Avrupa'ya nasıl tanıtıldığını görün. BBC gibi kanallarda bile Türkiye'yle alakalı bir haber olunca, arka planda çoğunlukla camiler, camide namaz kılanlar, sakallı ve şalvarlı adamlar, çarşaflı veya başı kapalı bayanlar, harap mahalleler, yoksul çocuklar, kahvelerde oturan adamlar ve Kürtler gösteriliyor. Adamlar haberi yorumsuz yapsalar görüntülerin İran'da veya Suriye'de çekildiğini sanırsınız... Tamam, bu görüntülerin Türkiye'de çekildiğini inkar edecek halimiz yok ama Türkiye sadece bunlardan mı ibaret? Türkiye'deki televizyon kanalları AB hakkındaki her haberin arka planına kiliselerin, kilisede dua edenlerin, rahibelerin ve çöp karıştıranların görüntüleri koysa acaba kaç kişi Avrupa Birliği'ne girmek ister? Siz bir Avrupa Birliği vatandaşı olsaydınız böyle gösterilen bir Türkiye'yi AB'de ister miydiniz? Hükümet, referanduma götürmeye karar verseler bile o zamana kadar ülkemiz hakkındaki görüşleri değişir diye düşünüyor ama televizyon kanalları böyle görüntüler göstermeye devam ederse bence hakkımızdaki düşüncelerinin değişmesi çok zor... Bu arada, yabancı kanallardaki Türkiye'yle ilgili haberlerin büyük bir çoğunluğu da Kürtler, Kürtçe, türban sorunu, yoksulluk, koca dayağı, töre cinayetleri sonucu öldürülen kadınlar ve insan hakları ihlalleriyle alakalı...

Geçen hafta bir tartışma programındaki bir yorumcu, Avrupalı politikacıların "Türkiye'nin batısı zaten Avrupa standartlarında ama doğusu çok geri kalmış" benzeri cümleler kurduğunu hatırlatıp, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne bu haliyle kabul edilemesinin imkansız olduğunu, ancak Türkler ve Kürtler diye ikiye bölündükten sonra alınacabileceğini belirtiyordu. Aynı kişi "Avrupa halklarının Kürtleri sevdiği zannedilmesin, onlar aslında Kürt bölücülüğüne destek verip onlardan kurtulmak istiyorlar, çünkü onlarla yaşamak istemiyorlar" diyordu. İlginç bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim... Bugünkü Akşam Gazetesi'nde de Serdar Turgut, 2005 için Türkiye'nin bölünmeye çalışılacağı yıl olabilir diye bir şeyler yazıp tahminlerde bulunmuş...

Chromasia.com
Chromasia.com... Sitede, David J. Nightingale'e ait dört yüz kadar fotoğraf mevcut. Bir fotoblog tarzında hazırlanmış sitedeki fotoğrafların tamamını thumbs bölümünde bulabilirsiniz. Ayrıca portfolio bölümünden de fotoğraflar hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz... Mutlaka ziyaret edin...

Kedileri, kavanozlara veya özel yapılmış kutulara nasıl sokabileceğimizin anlatıldığı Bonsai Kitten adlı garip bir siteye rastladım. Sitenin tamamını inceleyemedim ama sanırım kedileri bir boru yardımıyla besleyip o saydam kutuların içinde haftalarca tutuyorlarmış. Sitedeki resimlere bakınca neyin ne olduğunu daha kolay anlarsınız. Bu arada, şu sayfada da nasıl kartpostal yapılabileceği anlatılmış... Ne diyebilirim, tam bir saçmalık...

Transient Light
TransientLight.co.uk... Ian Cameron'a ait olan sitede 100'den fazla doğa, manzara ve gezi fotoğrafı var. Fotoğrafların çok kaliteli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mutlaka ziyaret edin...

Dün gece Alman televizyon kanalı RTL'de Ice Age adlı dijital animasyon filmi vardı. Sinemada seyretmediğime pişman olduğumu söyleyebilirim. Bence çok şişirilen Garfield'dan kat kat güzel bir filmmiş. Zaten Garfield, daha çok şu basket atan köpek ve buz hokeyi oynayan maymun filmleri gibi bir çocuk filmiydi. Animasyonu gerçek görüntülerle karıştırınca çok güzel olmuyor. En azından benim hoşuma gitmiyor. TRT'deki Garfield çizgi filmlerine veya Garfield sitesindeki karikatürlere bakmak bile bana daha eğlenceli geliyor... Bu arada Toy Story 2 de RTL'de yayınlanacakmış. Daha önce izlemeyenlerin aklında bulunsun... Bu akşam Kanal D'de de Pearl Harbor varmış. Baskın sahnesi için bile tekrar izlenebilir...

Ücretsiz olan Mynet Mymail de kapasitesini 100MB'a çıkartıp modaya uymuş. Kullandığım e-posta servisleri arasında tek kapasite arttırımına gitmeyen Hotmail kaldı. Birçok kişinin Hotmail hesabının kapasitesi artarken benimki aynı duruyor. Üstelik, "yaşadığın ülkeyi Amerika veya Kanada olarak göster" diyenlerin tavsiyeleri de işe yaramadı. Sanırım adamlar beni sona bıraktı...

Trakya insanının derdi de bir başka oluyor. Bugünkü Hürriyet Gazetesi'nde, Babaeski'nin 26 köyü ile İlçe Jandarma Komutanı arasında yaşanan gerginlikten bahsediliyordu. Gerginliğin nedeni, köylerde içki satışına izin verilmemesi ve düğünlerin sona erme saatinin erken olmasıymış... Tamam, Yüzbaşı kanunları uyguluyor olabilir ama anlaşılan gerçekten Trakya'ya biraz yabancıymış. Yüzyıllardır süren bir hayat tarzını değiştirmeye çalışmak biraz saçma. Özellikle de köy düğünlerinin saat 24:00'da bitirilmesi anlamsız. Genellikle, köylerde zaten herkes düğüne davetli olduğu için rahatsız olacak birilerinin çıkacağını sanmıyorum.. Bu arada yazının girişini de beğendim...

Trakyalı içkiyi, içki meclisini sever. Ama ifrata vardırmaz. Azı karar, çoğu zarar, der. İçki, Trakya kültürünün önemli bir parçasıdır. Avrupai yaşamak, hayata Avrupai bakmakla övünür. Bu yüzden Trakya’nın köylerine köy demek de zordur. Giyim kuşam, tertemiz sokaklar, bir örnek güzel evler ve köfteciler...

Milliyet Gazetesi'nin internet sitesinde, Tiren adıyla yayın yapan bir mizah bölümü varmış. Ücretsiz verdikleri mizah ekinde bulunan bazı yazılar da sitede mevcut. Sıkıcı ve mutsuz edici haberleri okuduktan sonra bu bölüm aracılığıyla biraz olsun rahatlayabilirsiniz...

Geçen gün Ulusal Kanal'da, Amerika'nın Felluce'de düzenlediği ilk operasyonda 400, ikincisinde de 500 Amerikan askerinin öldüğünden, binlercesinin de yaralandığından bahsediliyordu... Acaba kaç kişi bu haberi inandırıcı bulmuştur? Yüzlerce basın mensubunun bulunduğu bir bölgeden, bine yakın kişinin cesedini kimsenin ruhu duymadan uzaklaştırmak çok zordur. Belki birçok basın mensubu zaten Amerika'nın tarafındadır diye düşünülebilir ama orada Amerika'ya bağlı olmayan, yani bağımsız çalışan ve savaşa karşı olan kuruluşların olduğu da unutulmamalı. Böyle bir olay olmuş olsa en azından onlar buna haberlerinde yer verirdi... (Gerçi hangi kurumun bağımsız olduğunu veya o ortamda bağımsız çalıştığını anlamak da zor ya, neyse...)

Dün gece, Türkçe öğrenmek isteyen yabancılara Türkçe derslerinin verildiği birkaç siteye rastladım. Bunlar arasında bence en başarılısı Turkish Class - Free Online Turkish Language Resource adlı siteydi. Yabancı arkadaşlarınız varsa ve Türkçe'ye ilgi duyuyorlarsa onları bu adrese yönlendirebilirsiniz...

Cliclac
Cliclac.dk... Jean Schweitzer'a ait sitede, birçok kategori altında yüzlerce fotoğraf sergileniyor. Boyutları büyük olmasa da fotoğrafların güzel olduğunu söyleyebilirim. Fotoğraf meraklıları bir baksın...

ElfEye.com... Elif İkikardaş'a ait olan kişisel sitenin 2d bölümünde 34 adet küçük boyutlu çizim mevcut. Sitede 3d ve web adlı, içeriği çok zengin olmayan iki bölüm daha var. Kara kalem veya renkli çizimlari seviyorsanız siteyi ziyaret edin, fazla zamanınızı alacağını sanmıyorum...

Musul'da Türk güvenlik güçlerinin şehit edildiğini biliyorsunuzdur. Yetkililer bu olay için, bilgi sızdırıldığını ve pusu kurulduğunu söylüyorlar. Olay, Kürt ve Amerikan kontrolündeki bir bölgede gerçekleştiği için de olayın sorumlusu olarak (kendi sorumluluklarını görmezlikten gelip) Amerikan kuvvetlerini ve Irak'taki Kürt grupları gösteriyorlar. Neyse, ben buna değinmeyeceğim... Hatırlıyor musunuz, geçenlerde ODC komutanlığına atanan Peter Sutton adında bir Amerikalı general, Esenboğa Havalimanı'nda Türk korumasının silahından çıkan bir kurşunun sekmesi sonucu kazara bacağından vurulmuştu. Yani bize söylenen buydu. Bazı internet sitelerinde ve eposta gruplarında generali vuran kişinin Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan olduğu ve generali bilerek vurduğu yazılmıştı. Bunları okuduktan sonra insanın aklına ister istemez yine intikam mı alınıyor sorusu geliyor. Tezkerenin Meclis'ten geçmemesi sonucu sinirlenen Amerika'nın, bazı Türk askerlerini başlarına çuval geçirerek tutukladığı düşünülebiliyorsa, bu son olayın nedeninin de intikam olabileceği düşünülebilir... Bu arada kafaya çuval geçirme olayından önce, bir Türk subayının Irak'a saldırmak için Türkiye'de yığınak yapan Amerikalı askerlerden bazılarını yere yatırıp tutuklamaya çalıştığını da unutmamak gerekir...

Geçen hafta kanal değiştirirken, Atilla Taş'ın Flash Tv'deki bir programda hem yüksek sesle birilerine bir şeyler söylediğini hem de bu sırada hıçkıra hıçkıra ağladığını gördüm. Konun ne olduğunu bilmiyorum ama adamın ağlarken arada internet sitesinin adresini de vermesi dikkatimi çekmişti. Neyse, bugün yine bir yerde Atilla Taş'ı görünce bari sitesinin adresini vereyim dedim. Sanırım, kendisinin bir medya şebeği olduğunu anlaması hoşuma gitti...

ABD'de görülen bir davada, internette spam gönderen üç şirket, şimdiye dek spam'cilere verilen en yüksek cezaya çarptırılmış. Keşke ülkemizde de böyle cezalar verilebilse. Tabi sadece spam gönderenlere ceza vermekle sorun çözülmez. Bence milletin eposta adreslerini toplayıp satanlara da ceza verilmeli... Bu arada, internette alınabilecek adreslerin çoğu tükendiği için yeni internet adresi uzantıları da hazırlanıyormuş. Sanırım uygulama sadece şirketlere yönelik. Uzantıların hiçbiri benim gibi kullanıcıların işine yaramaz...

Bugün Hürriyet gazetesinin Pazar ekinde, kader şifrelerini çözdüğünü iddia eden Metin Sırma adında bir adamdan bahsediliyordu. Yazıda, adamın GelecekMühendisi.com adlı sitesinden mali analiz ve yatırım danışmanlığı yaptığı da belirtilmişti. İlginç geldiği için siteyi bir ziyaret edeyim dedim. Sitede çeşitli konular üzerine yapılan birçok kehanet var. Mesela adam, İstanbul depreminin 6 Eylül 2005'te olacağını ve depremde 300 bin kişinin öleceğini söylüyor. 6 Eylül'de deprem olur mu, yoksa olmaz mı bilmiyorum ama bu tür haberlerden sonra o tarihte İstanbul'da bir panik yaşanacağı kesin... Bu arada farkında mısınız, son yıllarda bu tip gelecek habercileri mantar gibi çoğalmaya başladı. Bu kahinlerin ve şifre çözücülerinin tek ortak özelliği de sadece kötü olaylardan bahsedip insanları tedirgin etmeleri...

Neyse, bari konu açılmışken biz de birkaç kehanette bulunalım... Mart 2012'de Çin İngiltere'yi işgal edecek. 2008'de 30000 göçebe uzaylıdan oluşan bir kafile, dünyaya yerleşmek için izin isteyecek. Dünya genelinde yapılan referandum sonunda istekleri kabul edilecek ve bunlara Kıbrıs adası verilecek. 2023'te dünyadaki su kaynakları azaldığı için herkes gazoz içmeye başlayacak. Böylece atmosferdeki fazla karbondioksit de tüketilecek. 2011'de Amerika, Arjantin yerine yanlışlıkla Türkiye'ye saldıracak. Nota verilmesini isteyen muhalefete Türkiye'nin başındaki şahıs "bu müzik notası değil, öyle zırt pırt veremessiniz" diyecek. 2359'da Fenerbahçe Avrupa şampiyonu olacak. 2100 yılına kadar Bush ölecek. Yeni bir kıta bulunacak. Japonya'da deprem olacak, Türkiye'de Ocak ayında kar yağacak. Bu hafta sayısal lotoda altı bilen çıkmayacak...

Son günlerde bazı gazetelerde, politik kurgu - roman türünde yazılmış Metal Fırtına adlı bir kitabın reklamlarını görüyorum. Timaş Yayınevi'nden çıkan kitabın ilginç bir konusu olduğunu söyleyebilirim. Aşağıya kitabın mini bir özetini yazıyorum. İlgilenenler şuradan, şuradan ve şuradan daha detaylı bilgiye ulaşabilir...

Yıl 2007, aylardan Mayıs, Irak'taki kargaşa devam etmekte, tek bir farkla: Daha önce bölgeye askerini göndermeyen Türkiye, bu kez Kerkük dolaylarında konumlanmış. Derken, Türk Ordusu'na bir gece saldırısı düzenleniyor. Hem de Amerikalılar tarafından! Lakin tüm dünya bu saldırıyı farklı bir şekilde öğreniyor: Türk askerlerinin Amerikan güçlerine saldırdığı, bu yüzden 35 Türk askerinin öldürüldüğü dezenformasyonu haber kanallarında bir anda yayılıyor. Ve olaylar domino taşları misali arka arkaya gelişmeye başlıyor...
Önce ABD Başkanı Suriye'yle varolan sorunları halletmeye çalıştıkları bu dönemde Türk Ordusu'nun gerçekleştirdiği saldırıyı kınadığını ve gereğinin yapılacağını belirtiyor. Ardından ABD Başkanı'na bu konu hakkında genel brifing veriliyor: "Suriye ordusu kışlalarına çekildi, anlaşmamız gereği direnç göstermeyecekler. Şimdiki hedef Türkiye, daha doğrusu İstanbul. Metal Fırtına operasyonu başlamıştır efendim!"...


3Pati.com... Özellikle sketch adlı bölümü görülmeye değer olan sitede, Tülay Yonar'a ait olan bazı çalışmalar sergileniyor... Sketch bölümünde bulunan 23 adet taslak çizimi beğendiğimi söyleyebilirim. Bu arada, site yapım aşamasındaymış gibi duruyor. Diğer bölümlerde fazla bir şey yok...

Bir rüya... Yolda giderken karşıdan kendi kendine konuşan bir eşeğin geldiğini görüyorum. Yaklaştıkça eşeğin çarpım tablosunu ezberlemeye çalıştığını anlıyorum. Bunu televizyona çıkarsam amma para kazanırım diye düşünüyorum... Sonra köşedeki paşanın evinin oradan sağa dönüyorum. Kaldırımdaki ve yol üzerinde bulunan evlerin bahçelerindeki bütün ağaçların meyve dolu olduğunu fark ediyorum. Meyvelerden gökyüzü bile görünmüyor. Portakal, elma, nar, armut her şey var. Biraz ilerideki bir bahçeden izinsiz portakal almaya çalışan çocukları yaşlı bir teyze kovalıyor. O bahçeye yaklaşınca etrafta ıhlamur ve iğde ağaçları olduğunu da görüyorum. Yaşlı teyzeye "biraz iğde alabilir miyim" diye soruyorum. O da bana bir avuç dolusu iğde ve bir kavanoz İnegöl balı veriyor... İğdeleri yerken yola devam ediyorum. Yanımda giden bir kız bana "artık bu iş bitti, yakında benimle evleneceksin" diyor. Kızı tanımıyorum ama "iyi öyle olsun" diyorum. Kız da çantasından bir gelinlik çıkartıp giyiyor. Bu sırada aynı konuşan eşeğin karşıdan tekrar geldiğini görüyorum...

Adamlar yine yapacaklarını yaptı. Bizi son günlerde, özellikle de son saatlerde, Kıbrıs sorunuyla oyalayıp, alehimize olan diğer konularla fazlaca ilgilenmemizi engellediler, yani uyuttular. Mesela bence bunlardan en önemlileri üyelik garantisinin verilmemesi, üyeliğin gerçekleşeceği tarihin belli olmaması ve kalıcı kısıtlamalar olabileceğinin belirtilmesiydi... Neymiş, müzakerelerin doğası gereği zaten üyelik garantisinden söz edilemezmiş. Tamam doğrudur ama bunu yazıya dökmenin anlamı nedir? Öteki adaylarla alakalı belgelere böyle bir madde eklenmiş mi? Hem zirvenin hemen ardından Avusturya'dan gelen haberlere ne demeli? Avusturya hükümeti müzakereler sonuçlandığında, yani bundan en az on yıl sonra, Türkiye'nin üyeliğini referanduma götürecekmiş. Bunu gören öteki üye ülkelerin, özellikle de Fransa'nın, boş duracağını mı sanıyorsunuz? Doğal olarak onlar da kararı refaranduma sunacak. Avrupa halklarının şu an için alehimize olan düşünceleri değişir mi bilmiyorum ama bu şartlar altında her dediklerini yapsak bile yine de Avrupa Birliği'ne kolay kolay üye olamayacağız... Sonra kısıtlamalar konusu var. Benim bildiğim kısıtlamalar genellikle üye olacak olan ülkeyi korumaya yönelik olur. Metinde kalıcı kısıtlamalar gerekirse uygulanabilir yazıyormuş. Ne demek şimdi bu gerekirse kelimesi? Hiç şüpheniz olmasın, adamlar mutlaka bunların gerekeceği durumları yaratırlar. Bu kısıtlamaları mahkemeye başvurarak kaldırabileceğimiz söyleniyor ama ben bunun olabileceğini de sanmıyorum. Bu süre içinde her türlü değişikliği yaparak bunu engelleyebilirler... İşin en sinir bozucu yanı ne biliyor musunuz? Bu saydıklarımın sadece Türkiye'ye uygulanması. Mesela bu akşam zirvede Hırvatistan konusu da görüşüldü ve Avrupa Birliği onlara birliğe girebilecekleri tarihi bile verdi... Bu arada Fırat ve Dicle sularının yönetimine göz dikmeleri gibi önceki raporlarda belirtilen daha birçok önemli ve garip konu da var. Sakın yukarıda Kıbrıs'a önemsiz dediğim anlaşılmasın. Eğer üyelik garantisi olsaydı, günün birinde sınırlar kalkacağı için Kıbrıs'ta çok büyük bir sorun kalmayacaktı. Ama şu durumda koca adayı ne şekilde kabul edileceğimizin belli olmadığı bir üyelik için riske etmemiz gerekecek... Ben Avrupalıları samimi ve iyi niyetli bulmuyorum. Adamlar hiçbir yükümlülük altına girmiyorlar. Neyse, gördüğüm kadarıyla Türkiye olarak yine şansımızı deneyeceğiz. Hayırlısı neyse o olsun...

ToddMarrone.com... Todd Marrone'ye ait sitede 700'den fazla renkli ve kara kalem çalışma (1, 2, 3) sergileniyor. Eselerin basit ve ilginç olduğunu söyleyebilirim. Değişik bir şeyler görmek istiyorsanız mutlaka ziyaret edin...

Son günlerde yerli ve yabancı basında sürekli Avrupa Birliği ve Türkiye konusu tartışılıyor... Dün farklı görüşe sahip iki kanalda, aynı olay üzerine yapılan haberlerdeki yorum farklılığı çok sinir bozucuydu. Kanallardan biri Türkiye alehine olan her şeyin red edildiğini anlatıp sevinç çığlıkları atarken, diğeri ötekinin red edildi dediği her şeyin hala metinde olduğundan falan bahsedip çok olumsuz bir hava yaratıyordu... Gerçekten merak ediyorum, bir olay nasıl bu kadar farklı ele alınabilir? Niye kanallardan biri olayın sadece olumlu, diğeri de sadece olumsuz yönleriyle ilgileniyor? Dahası, niye kanalların çoğu haberleri kendi kurumunun politikası doğrultusunda objektiflikten uzak bir biçimde yorumluyor?.. Millet artık neye inanacağını şaşırdı...

Geçen hafta ADSL'i ne kadar kullandığımızı gösteren bir servis yapmadığı için Telekom'a sitem etmiştim. Yeni mi yoksa eski mi bilmiyorum ama aslında limitli veya limitsiz bütün ADSL kullanıcılarının ADSL'i ne kadar kullandığını aylık olarak ölçen bir servis varmış... Bu arada ben gelen ve giden veri miktarının toplamı 3GB'ı geçmeyecek diye biliyordum ama işin aslı öyle değilmiş. Kullanıcı verilerinin olduğu sayfada upload miktarının ücretlendirmeye tabi olmadığı, sadece bilgilendirme amacıyla verildiği yazılmış... 3GB yeter mi yoksa yetmez mi diye merak edenler için yazıyorum. Geçen ay 200 kadar mp3 indirdim, günde 3 - 5 saat internete girdim ama 3 - 30 Kasım arası giden veri miktarı toplamı sadece 2,9GB. Yani film veya büyük programlar indirmeyecekseniz bence sınırsız tarifeye gerek yok... Tek ihtiyacınız olan şey sabit diskinizin kapasitesinin biraz büyük olması. Gereksiz dosyaları temizlememe rağmen benimkinde fazla yer kalmadı...

Dolabımı düzenlerken içinde Alphaville parçaları da olan eski bir kaset buldum. On sene kadar önce teyzem bana ait olan bir kasedi otomobilini bakıma götürdüğü sırada çaldırmıştı ve onun yerine de bana birkaç kaset vermişti. Tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım bu kaset o kasetlerden biriydi... Neyse, bugün Alphaville Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde düzenlenen Back To The 80's adlı partide sahne alacakmış. Bilet bulabilir misiniz bilmiyorum ama grubu beğeniyorsanız kaçırmayın derim...

Ne olacak bu Trakya takımlarının hali? Lüleburgaz, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Babaeski, Keşan, Uzunköprü, Malkara, Saray ve Çerkezköy gibi birçok şehirin takımı amatör kümede sürünüyor. Yedi - sekiz sene öncesine kadar ikinci ve üçüncü liglerde ondan fazla Trakya takımı vardı. Edirnespor ikinci lig yükselme grubuna kalmıştı. Çok daha önceleri de Lüleburgazspor Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı elemişti. Sonra da gidip Altay'a elenmişti. Gazetelerin spor sayfalarında "Abe Lüle, ne oldu büle, çabuk süle" gibi manşetler atılmıştı. Ama şimdi sadece ikinci ligde Çorluspor var. Zaten o da sonuncu sırada...

Bu sabah dedem rahatsızlanmış ve ambulansla hastaneye kaldırılmış. Kahvaltımızı etmeden aceleyle hastaneye gittik. Dedem daha önce kalp krizi geçirdiği için başına yine aynı şeyin gelmiş olabileceğini düşündük ama neyse ki öyle değilmiş. Söylediklerine göre tansiyonu çok düşükmüş. Bir de ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyorum ama anjio falan olması gerekiyormuş. Öğleye doğru doktorların tavsiyesiyle Edirne Tıp Fakültesi'ne gönderildi. Şimdi teyzemlerden iyi haberler bakliyoruz...

Son haftalarda da sürekli ölüm haberleri geliyor. İki hafta önce annemin bir arkadaşı öldü. Geçen cuma da babamın çok sevdiği bir arkadaşı... Bu hafta ne olacak diye beklerken dedem fenalaştı... Aslında dahası da var. Geçen salı babamın yirmilik dişi ağrımaya başladı ve diş doktoru dişi çekti. Adam dişi çekerken yaptığı iğne damara denk gelmiş ve babamın yanağı sanki ağzında bir top varmış gibi şişti. Sonra da morardı. Gece gittiğimiz bir doktor böyle şeylerin olabileceğini söyledi ve rahatladık. Yine aynı gece babam tekrar rahatsızlandı. Ateş, titreme, mide bulantısı, kusma... Sabaha kadar ancak düzelebildi...

Hulki Cevizoğlu'nun sunduğu Ceviz Kabuğu adlı program hiçbir gerekçe gösterilmeden yayından kaldırılmıştı. Geçen gün okuduğum bir habere göre bu program cumartesi günü saat 23:00'da Flash Tv'de tekrar yayınlanmaya başlayacakmış. İlk programa da konuk olarak Cem Uzan gelecekmiş... Ayrıca Hulki Cevizoğlu KanalTürk Tv ana haber bültenini de sunacakmış. Sanırım Ali Kırca tarzında bir şey düşünülüyor. Bekleyelim ve görelim... Detayları programın internet sitesinde bulabilirsiniz...

Dün gece, Türksat üzerinden yayın yapan ANS adlı Azeri kanalında bir bilim kurgu filmi olan Hellboy vardı. Bu filminin Azerbaycan sinemalarında gösterilip gösterilmediğini bilmiyorum ama Türkiye'deki sinemalarda gösterime gireli sadece birkaç ay oldu... Keşke Türk kanalları da yabancı kanalların yaptığı gibi yeni filmleri yayınlayabilse...

Bugün tavuk göğsü adlı tatlının içinde gerçekten tavuk olduğunu öğrendim. Ben şimdiye kadar bu tatlının ismiyle içeriğini, karnıyarık ve imambayıldı örneklerindeki gibi alakasız sanıyordum, ama değilmiş. Neyse, böylece ara sıra yediğim yalancı tavuk göğsüne de neden yalancı denildiğini öğrenmiş oldum... Zaten et hastası sülale yüzünden etten soğumuşum, bir de tatlının içinde hiç çekemem...

WowTurkey.com... Yabancılara Türkiye'yi tanıtmak amacıyla kurulan ama daha çok Türklerin ziyaret ettiği bir forum görüntüsünde olan sitede Türkiye konulu binlerce fotoğraf bulabilirsiniz. Sitede ayrıca Türkçe bilmeyenlerin ziyaret etmesi için, yine birçok fotoğraf galerisi bulunduran WorldTurkey.com adında bir kardeş site öneriliyor.. İki sitede de çok güzel fotoğraflar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mutlaka ziyaret edin...

Türk Tarih Kurumu'nun sitesinde, "Piri Reis Haritası Hakkında İzahname" başlıklı ve Yusuf Akçura imzalı bir yazıya rastladım. Dört sayfadan oluşan yazıda, Piri Reis'in dünya haritasının bir bölümünün kayıp olduğundan bahsedilirken, haritanın üzerinde yazan Osmanlıca notların tercümesi de yapılıyor... Yazının dili genel olarak ağır olsa da ilgilenenlerin bakmasını tavsiye ederim. En azından haritanın 42x60 cm boyutundaki bir kopyasını (1489KB) indirirsiniz...

Dün gece televizyon seyrederken yabancı bir kanalda Kırım Savaşı'yla ilgili bir programa rastladık. Babam "Bak ne hatırladım, Ankara'da askerliğimi yaparken biz de Kırım Savaşı'yla ilgili bir filmde İngiliz askeri rolünde oynamıştık" dedi ve İngiliz askeri üniforması giydiği fotoğrafları gösterdi. Sonra da Ahmet San'ın film ekibine yardım ettiğinden falan bahsetti. "Filmin adını hatırlıyor musun?" diye sorunca da "Hafif Süvarinin Hücumu" dedi... İngilizcesi (sanırım) "The Charge Of The Light Brigade" olan filmi biraz önce IMDB'de buldum. Filmin gösterime girdiği tarih olan 1968 tam babamın askerlik yaptığı yılların sonrasına denk geliyor ama sayfanın hiçbir yerinde filmin bazı bölümlerinin de Türkiye'de çekildiğinden bahsedilmiyor... Neyse, ben biraz daha araştırayım. Bu arada, bahsettiğim filmi izleyen veya film hakkında herhangi bir bilgisi olan var mı?..

İki kişiden oluşan The Dresden Dolls adlı Bostonlu bir grup var. Grubun bayan üyesi parçaları kendi çaldığı piyano ve öteki elemanın çaldığı bateri eşliğinde söylüyor. İlginç bir tarzları olduğunu söyleyebilirim. Sitede grup hakkında "Best Band In Boston" gibi bazı tanımlamalar yapıldığı da yazıyor... Ayrıca sitelerinde albümlerinden seçtikleri bazı parçaların mp3leri de var. Değişik bir şeyler dinlemek istiyorsanız bir bakın...
The Dresden Dolls - Coin-Operated Boy (mp3) (5597KB)
The Dresden Dolls - Girl Anachronism (mp3) (3508KB)
The Dresden Dolls - Half Jack (mp3) (6979KB)
The Dresden Dolls - Good Day (mp3) (6860KB)
The Dresden Dolls - Missed Me (mp3) (5729KB)

Türksat'tan yayın yapan Türkmeneli Tv adında bir kanal var. Bu akşam saat dokuz civarı kanal değiştirirken Türmeneli Tv'de Truva (Troy) adlı filme rastladım... Evet yanlış duymadınız, Troy, sinemalarda yeni gösterilen film. Adamlar filmin tamamını Türkçe olarak verdiler. Daha önceleri bu kanalın görüntü kalitesi çok iyi değildi ama Troy yayındayken görüntü kalitesi mükemmeldi... Dahası var. Aynı kanal çok daha yeni olan Alien Predator'a Karşı (Alien vs. Predator) adlı filmi de yakında yayınlayacakmış. Kaçırmayın derim... Yalnız şu da var. Bu filmleri Türkmeneli Tv çok büyük ihtimalle kaçak yayınlıyor. Ben kanalın ve kanal yöneticilerinin sonunu hiç iyi görmüyorum. Kanala çok büyük para cezasının yanında uzun süreli kapatma cezası da verilebilir. Tabi bu Türkiye'den yayın yapıyorsa geçerli. Eğer Kuzey Irak'tan yayın yapıyorsa kısa süre sonra Türksat'tan yayınını kesilir...

Portfolio Of Bahadır Barış Özsoy
DreamDunya.com... Bahadır Barış Özsoy'un çalışmalarını sergilediği kişisel sitesi... Özellikle kara kalem çizimlerin ve dijital illüstrasyonların bulunduğu bölümleri ziyaret etmenizi tavsiye ederim...

Birkaç gün önce Yahoo Mail'den e-postalarımı kontrol ederken Yahoo Mail'in kapasitesinin 100MB'tan 250MB'a çıkartıldığını fark ettim. Gerçi bu arttırım, 100MB'ın daha %10'unu bile kullanamadığımdan şimdilik benim için pek bir şey ifade etmiyor ama gelecekte verilen alan doldukça çok işime yarayacağı kesin... Neyse, Google'a teşekkür edelim, Gmail olmasa bunların hiçbiri olmazdı. Hala 2 - 3MB'lık kapasitelerle uğraşıyor olurduk... Bu arada Hotmail ne zaman kapasitesini arttıracak? Bilgisi olan var mı? Birkaç yabancı blogda 250MB'a çıktığını okudum ama benimki hala 2MB. Yoksa bu hizmet sadece yeni kullanıcılara ve arttırım için başvuranlara mı veriliyor?..

Geçenlerde Çin televizyonu CCTV 9'da Çince dersleri verildiğini gördüm. İngilizce ve Çince hazırlanmış program aracılığıyla Çince bilmeyen insanlar günlük hayatta sık kullanılan bazı kelimelerin Çince söylenişini öğrenebilir. İlgilenenler kanalın frekansını şu sayfadan bulabilir... Bu arada bizim TRT niye böyle bir program hazırlamıyor? Bütün gün aynı programların tekrarını yayınlayacaklarına, TRT INT'e yabancılara yönelik Türkçe öğretici programlar koyabilirler. En azından Türkiye'ye veya Türkçe'ye ilgi duyan yabancılar seyreder... Dikkat ettiniz mi, geçmişte yönetimimiz altında olan halklardan hiçbiri Türkçe bilmiyor. Ama sadece 50 - 60 yıl Fransa, Rusya ve İngiltere yönetiminde olan halkların büyük çoğunluğu o dilleri biliyor. Anlaşılan kendi dilimizi öğretme konusunda pek becerikli değiliz...



« »


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .

Linkler

Sitenizin ismini aşağıdaki bölümde görmek istiyorsanız, Zikzak'a kalıcı bir link vermeniz ve bunu bir e-posta ile bana bildirmeniz gerekmektedir...

aicis
altiustutasarim
aslicin
bebelog
benhayattayken
blogkardesligi
bloglaralemi
deeperandfaster
ekonomiturk
ellibir
esinperisi
fikirbaz
findikkabugu
geriden
golgelimavi
izlenimler
keditasmasi
limk
mada
mentaldisorder
n
naylondefter
notdefteri
ozgekilicoglu
sosyalmekan
stadyum
sulusepken
taheny
thezgi
turkce

diğer linkler

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .

İletişim

E-posta göndermek için aşağıdaki formu veya zikzakweblog@yahoo.com adresini kullanabilirsiniz...

 

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .

This page is powered by Blogger. Isn't yours?