ZİKZAK WEBLOG
Zikzak, kişisel bir weblogdur. Okumakta olduğunuz sayfalarda, daha çok site sahibini ilgilendiren konularda yazılar ve linkler bulunmaktadır. Site geneli hakkındaki düşüncelerinizi, önerilerinizi ve isteklerinizi bir eposta aracılığıyla bildirebilirsiniz.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Seyyar fotoğrafçıdan bahsederken, İstanbul'da gördüğüm alabalık satan adam aklıma geldi. Alabalıkçı geldi diye dolanıyordu sokaklarda. Adam, koca kamyonetin kasasını, içinde belkide yüzlerce alabalık olan cam bir akvaryuma çevirmiş. Millet canlı alabalıkları su dolu bir torbaya koyup, daha sonra o balıklara nasıl kıyıp da öldüreceğini hiç düşünmeden, canlı canlı eve götürüyordu. Bırakın öldürmeyi, ben o balığı canlı gördükten sonra yiyemem bile...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
- Stadyum : Bir grup futbol sever tarafından yazılan spor blogu...
- Dec : Ciazma'nın yeni weblogu...
- AmanBe : Başka bir Türkçe blog...
- Cogur : Bir İran Azerisi tarafından yazılan blog...
- SarahHatter : Kaliteli bir İngilizce kişisel blog...
- ModBlog : Kullanışlı ve tasarımı güzel bir blog servisi...
- GlobeOfBlogs : Dünya üzerindeki blogları listeleyen bir site...
- FotoLog : Adı üzerinde fotoğraf blogu, Türkiye bölümü de var...
- TextAmerica : Cep telefonuyla fotoğraf gönderilen bir fotoblog...
- Teyyareci : Kapsamlı bir havacılık ve uzay sitesi...
- GlobalSecurity : Kusursuz bir savunma ve strateji sitesi...
- Avsam : Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin sitesi...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ayrıca doğru mu değil mi bilmiyorum, ama duyduğuma göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin diğer ülkeler tarafından tanınmamasının sebebi, Türkiye'nin garantörlük hakları arasında adayı ikiye bölmek gibi bir şey olmamasıymış. Türkiye'nin adanın yönetimine el koyup, düzeni sağlaması, sonra da çekip gitmesi gerekiyormuş. Onun için Rumlar bugün adanın tümü adına konuşabiliyormuş. Çünkü onlar 1970'lerdeki yönetimin devamıymış. Paralarında ve pullarında da halen Rumca ve Türkçe'yi beraber kullanılıyorlarmış...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Milli takımın haline gerçekten üzülüyorum. Galatasaray'la beraber milli takım da bitti. Aslında bunun nedeni elde iyi oyuncuların olmaması değil. Sorun, var olan oyuncuları kullanacak teknik kadro eksikliği. Litvanya ve İngiltere maçlarında oynanan oyundan hiçbir farkı yoktu geçen akşamki maçın. Tek pozisyonumuzu 88. dakikada (ikinci yarının ilk on dakikasını seyredemedim) Zafer Biryol ile bulabildik. Anlayamıyorum, nasıl bir taktik anlayıştır bu. Hiçbir organize atak yok, sadece maç boyunca ceza sahası dışından çekilen ve oyuncuların bireysel yeteneklerine bağlı olan şutlar var. Orta sahaya ne demeli? Gerçi hangi orta saha diye sorabilirsiniz. Ben göremedim. Defanstan ileri şişirilen topların acaba kaçı bizim çocuklara geldi? Adamlar hücum ediyor defansta adamımız olmuyor, biz hücum ediyoruz bu sefer ileride adamımız yok. Nerede bu adamlar? Gerçi ileride bu kadroya Hasan Şaş, Emre Belözoğlu, Yıldıray Baştürk, Fatih Akyel ve İlhan Mansız gibi kaliteli oyuncular da katılacak. Onun için biraz daha bekleyelim. Zaten milletin gördüğü rezaleti federasyonun da gördüğünü sanıyorum. Hem sen Danimarka'ya diş geçiremiyorsan Fransa, İtalya, İngiltere, Almanya, İspanya, Hollanda ve Portekiz gibi güçlü takımlar karşısında ne yapabilirsin ki. Korkarım bu oyun anlayışıyla Yunanistan'ı bile yenemeyeceğiz...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, şehir merkezinde bir kafeye gitmişler ve birer kola ısmarlamışlar. Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu görmüşler. İngiliz yeni bir bardakta yeni bir kola istemiş. İsveçli aynı bardakta yeni bir kola istemiş. Finlandiyalı sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş. Rus kolayı sinekle birlikte içmiş. Çinli sineği yemiş, kolayı içmemiş. Yahudi sineği yakalayıp Çinli'ye satmış. Yunanlı kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş. Norveçli kolayı içtikten sonra bardaktaki sinegi balık yemi olarak kullanmış. İrlandalı sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz'e içirmiş. Amerikalı kafeye tazminat davası açmış ve 10 milyon dolar kazanmış. Türk ise olayı şiddetle kınamış...
Gerçekten de habire şiddetle kınıyoruz. Başka da bir şey yapmıyoruz. Bir de "kabul edilemez" gibi bir laf vardır, politikacılar hep kullanır. Kafaya çuval geçirilince bile bu iki kelimeyi tekrar edip durmuşlardı...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Bir de bunlara oy verenler var. Nasıl bir bağlılıktır bu. Oy vererek adamı birinci yaptın diyelim ne olacak? Senin için ne değişecek? Seçim olsa oy kullanmaya üşenirsin. Yazık. Geçen günlerde Milliyet'te televizyon programlarını yorumlayan adam da eşinden şikayetçiydi aynı konu yüzünden. Koskoca kadın kıl Armağan için "ne şeker çocuk" gibi laflar ediyormuş kocasının yanında. Yazar da sinir olmuş ve gazeteye yazmış bunu...
Gerçi bu kadar yazdık ama bu tarz programlar dünyanın her yerinde var. Amerika'da işi iyice ilerletmişler ve PopStar formatında bir PornStar yapacaklarmış. Diğer ülkeleri bilmiyorum ama ülkemizde bu programların fazla izlenmesinin sebebi, bence halkın saçma sapan mafyalı ve ağalı dizilerden sıkılmış olması ve artık onları gerçekçi bulmamasıdır. Kavga eden ve rol yapmayan iki damat adayı muhtemelen daha ilginç geliyordur. Bu programların popüleritesinin bir diğer nedeni de milletimizin dedikoduyu sevmesi ve elalemin gizlisini saklısını sürekli merak etmesi olabilir...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Dünkü Star'ın manşeti de program gibi komikti: "çıplak ayakla da olsa Türkiye'yi dolaşacak". Neden böyle bir manşet atmışlar biliyor musunuz? Cem Uzan'a helikopterini kullanması için izin verilmiyormuş. Karayoluyla Türkiye'yi dolaşmak zorundaymış. Zavallım benim. Sakın çıplak ayak dolaşma. Ya bir şey batarsa, ya üşütürsen. Siz Cumhuriyet'in son kalesi değil misiniz? Size de bir şey olursa biz ne yaparız? Allah Cem'in ayaklarını korusun. Lazım olacak o ayaklar. En sonunda biri çıkacak, bu ülkenin iktidarını da muhalefetini de bir güzel falakaya yatıracak, ama bakalım biz o günleri görebilecek miyiz?..
Bu arada Star Gazetesi'ni jpeg ve pdf formatında bilgisayarımıza indirebiliyormuşuz. Ellerinde kağıt kalmamıştı ya sanırım o zaman düşünmüşler bunu...
Star Yayın Grubu'nun sitesi de coşmuş. Yazılı, sesli veya görüntülü mesaj mı istersiniz, hepsi var. Millet feci gaza gelmiş. Star çalışanları maaş ve faturalar konusunda sonuna kadar haklı ama halkın Türkiye'yi bunların kurtaracağını zannetmesi biraz saçma...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Başka bir şey daha var. Yurtdışından iki tane eposta geldi. Kim olduğunu bilmediğim ama muhtemelen beni tanıyan biri, benim adıma bir mektup arkadaşı sitesine girip, epostamı ve bazı bilgilerimi yazmış. Şimdi işin gücün yoksa elalemden gelen saçmalıklarla uğraş dur...
Son olarak da, dün site sayacından gelen ziyaretçilerin hangi sitelerden geldiğine bakarken, bir ziyaretçinin daha önce hiç görmediğim yabancı bir blogdan geldiğini gördüm. Allah allah, girip bir bakayım dedim, ama sitede bana verilen herhangi bir link göremedim. Sonradan sitenin sağındaki menüde Blogger blogları için bir rast gele blog linki olduğunu fark ettim. Birinin oraya tıklayıp binlerce, belki de milyonlarca blog arasından benim siteme gelme olasılığının ne olduğunu bir düşünün. Sanırım daha sonra sitenin altına bu linkten ben de bir tane koyacağım...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
- Türkiye, dünyada alkol tüketiminde dördüncü, sigara tüketiminde üçüncü sıradaymış...
- Türkiye'de 400 binden fazla kahvehane varmış. Buna karşılık sadece 400 civarında kütüphane varmış...
- Toplam 200 bin sokak çocuğumuz varmış...
- Türkiye'de kişi başına alkol tüketimi 1950'de 1 lt iken 1997'de 16 lt'ye çıkmış...
- Bazı yörelerde düğünlerden sonra gelinler, eve kaynanalarının bacakları arasından geçerek girerlermiş...
- Ölümü uzaklaştırmak için, ölü yıkanırken uyuyan kişiler uyandırılırmış...
- Yine ölümü uzaklaştırmak için, mahallede ölen olursa, içinde su olan bütün kaplar boşaltılırmış...
- Ülkemizde yaşayan hayvan türü sayısı, tüm Avrupa kıtasında yaşayan hayvan türlerinin 1.5 katıymış...
Kitapta daha neler var neler. Ekonomi, hukuk, çevre, turizm, medya, spor, politika, AB ile ilişkiler, komşularımız, sağlık, nüfus, savunma, tarih, önemli olaylar... Görünüşü basit olsa bile içeriği gerçekten çok zengin. İmkanınız varsa mutlaka bir yerlerden temin edin...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Eski bir diskette, dört sene önce tasarladığım bir web sitesini buldum. Bunu okuldaki alanımda bulunduruyordum ama virüs girdiği için bütün grafikleri silinmişti o zamanlarda. Evdeki bilgisayarın sabit diski de kısa bir süre sonra bozulmuştu ve format atmak zorunda kalmıştım. Anlayacağınız gitmişti güzelim site. Şimdi çok sevinçliyim, meğer diskette de bir kopyası varmış. Zaten elimde daha onlarca eski disket var. Hiçbirinin içinde de ne olduğunu bilmiyorum. Tek tek kontrol etmek çok uzun sürecek...
Geçen akşam amca oğulları geldi, eşleriyle beraber. Küçük olanını uzun süredir görmüyordum. Çok fazla ilgilenemedim ama yine de güzeldi. Babama da bir süredir dijital fotoğraf makinesi alalım diyordum fakat bir türlü kabul ettiremiyordum. Amcamın oğlundaki makinede, uzun süredir görmediği diğer amcamın hareketli görüntülerini görünce sanırım ilk defa fikir değiştirir gibi oldu. Hoşuna gitti. Hadi hayırlısı...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Mimi Online... Bu kişisel web sitesinde Carla Chaves'in yaptığı illüstrasyonları bulabilirsiniz. Linkler ve duvar kağıdı bölümlerini de özellikle ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Sitede ayrıca Flash'la yapılan bir bölüm de var. Bu siteyi Limk'de gördüm...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .
Geçmiş aylara ait yazılara bu bölümden ulaşabilirsiniz. Tarihi eski yazılarda geçen bazı linkler çalışmıyor olabilir. Bu durum Zikzak Weblog ile alakalı değildir...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .
Sitenizin ismini aşağıdaki bölümde görmek istiyorsanız, Zikzak'a kalıcı bir link vermeniz ve bunu bir e-posta ile bana bildirmeniz gerekmektedir...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .
E-posta göndermek için aşağıdaki formu veya zikzakweblog@yahoo.com adresini kullanabilirsiniz...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .
