Galatasaray yönetimini tebrik ediyorum. Düşünmüşler taşınmışlar yine büyük(!) bir organizasyona imza atmışlar... Geçen ay "100. Yılımızda Hep Birlikte" sloganıyla bir logo yarışma başlatmışlardı. Bugün, yüzlerce tasarım arasından en çok beğenilen 16 logoyu Galatasaray resmi sitesinde taraftarın beğenisine sunmuşlar... Sayın yöneticilerim, biraz düşünün. Böyle bir seçimi, sırf 100. yılda etkinlik olsun diye, internet üzerinden taraftara yaptırmak gerçekten akıllıca mı? Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları, zaten birkaçı dışında çok da iyi olmayan tasarımlardan en kötüsünü seçip önünüze koyarsa ne olacak? Onu mu kullanacaksınız?.. Anket 9 Temmuz'da sona eriyormuş...

The Glossary of Mathematical Mistakes adında bir siteye rastladım. Sitede matematik ve matematikle alakalı konular üzerine yazılmış ilginç bazı yazılar mevcut. Matematikten fazla hoşlanmıyorsanız bile girip bir bakmanızı tavsiye ederim... Mesela site ana sayfasında şöyle bir şey var...

Who Would You Kill?... Site aracılığıyla, televizyonlarda yayınlanan dizi ve çizgi filmlerdeki karakterlerden hangilerinin seyircilere itici geldiğini öğrenebilirsiniz. İsterseniz sevmediğiniz karakterlere oy verip, bunlarla ilgili yorumlar da yazabilirsiniz... Örneğin fare Jerry açık ara önde...

NATO zirvesi nihayet bitti. Bu tip tolantılar hakkında kafama takılan bazı sorular var... Neden devlet başkanları zirvelere eşleriyle beraber katılır? Bedava bir gezi olduğu için mi? Eşler şehri gezmekten, gittikleri yerlerdeki ticareti aksatmaktan, yiyip içmekten başka ne iş yapar?.. Sonra, devlet başkanlarının zirvelere katılmasına ne gerek var? Kendileri tartışılan konularda uzman mıdır? Her konuyu zaten müsteşarlar ve ilgili uzman kadrolar görüşmüyor mu? İlgili birimlerin katılacağı küçük toplantılar düzenlenmesi daha akıllıca olmaz mı?.. Madem böyle bir zirve yapılacak ve devlet başkanları da katılacak, neden çok daha sakin bir yer seçilmez de, zirveler çoğunlukla şehrin en hareketli bölgelerinde yapılır? Yoksa İstanbul'un göbeğinde güvenlik önlemlerinin alınması çok daha kolay mıdır? Bu toplantı için bir tatil köyünün kiralanması veya yaz aylarında sakin olan Uludağ gibi bir yerin seçilmesi daha uygun olmaz mıydı?.. Gelelim gösteri yapanlara. Gösteri yapmak polisle çatışmayı mı gerektirir? Polisin devlet başkanlarını sizin elinize vermesini mi bekliyorsunuz da basit polis memurlarına "katillleri koruyorsunuz" diyerek saldırıyorsunuz? Hem niye elalemin aracına ve iş yerine zarar veriyorsunuz? Aynı şey sizin veya bir yakınınızın başına gelse üzülmez misiniz?.. Gazetelerde ve haber bültenlerinde "zirve çok iyi geçti ve tanıtımımız açısından iyi oldu" deniliyor. İyi de, üç beş devlet başkanına ve medya mensubuna şehri tanıtınca ne değişecek. Günlerce yabancı kanallarda yapılan gösteriler, çatışmalar ve patlayan bombalar gösterildi. Bence tedirgin olup Türkiye'ye gelmekten vazgeçenlerin sayısı hiç de az değildir...

Euro 2004'te süpriz sonuçlar alındı. Güçlü olduğu düşünülen bütün takımlar birer birer elendi. Yunanistan gibi basit bir takım bile yarı finale kadar çıktı. Belki de final oynayacak... Bu takımlar ilk bakışta bulundukları yeri hak etmiş gibi görünseler de bence durum öyle değil. Böyle turnuvalara daha baştan yanlışlarla başlanıyor. Gruplarda yapılan maç sayısı az olduğu için takımlar gerçek yerlerini bulamayabiliyorlar. Bence başlangıçta 8'erli 2 grup yapılsa ve her takım 7 grup maçı oynasa, kimin ne kadar güçlü olduğu anlaşılabilir. Eğer 7 grup maçı çok geliyorsa katılan takım sayısı ayarlanarak 6'şarlı gruplar da yapılabilir. İstenirse çeyrek final de es geçilerek, grup birincileri ve ikincileri yarı finalden devam edebilir. Maç sayısı artsa bile en azından turnuva daha gerçekçi olmuş olur... Hem maç sayısı artınca yeni yapılmış olan statlar da kullanılmış olur. Turnuvanın bugünkü hali için 10 stat bana biraz fazlaymış gibi geliyor. Güzel bir organizasyonla aynı olayı 4 statla da halledebilirlerdi...

300 kadar garip ve ilginç çizim içeren "The Fantastic in Art and Fiction" adında bir site buldum. Küçük resimlere tıklayarak yüzlerce yıllık çizimler hakkında bilgi edinebilirsiniz... Küçük bir uyarı: Satanizm konulu bazı çalışmalar rahatsız edici olabilir...

KilimWomen adında bir webloga rastladım. Türk kilimleri hakkında bilgi ve resimlerin bulunduğu site, konu olarak fazla ilgimi çekmese de, birilerinin bu blog olayını yararlı bir iş için kullanması hoşuma gitti... Yaklaşık üç yıldır aktif olan site, İngilizce olarak hazırlanmış...

Geçen hafta İstanbul ve Ankara'da olan patlamalar engellenebilir miydi?.. Bu saçmalıkları kimin ne amaçla yaptığını bilmiyorum ama bu tip olayların engellenebileceğini hiç sanmıyorum. Yüzlerce kaçak mültecinin ve tonlarca uyuşturucunun, doğu sınırından kimseye fark ettirilmeden geçirilip Edirne'ye kadar getirilebildiği bir ülkede bu tür olayların olması normaldir. Aynı yollarla ülkeye terör veya istihbarat örgütlerinin ihtiyacı olan malzemeler de sokulabilir. Üstelik bu örgütler, kaçakçılık yapanlardan daha profesyonel olduklarından fark edilmeleri çok daha zordur... Hatta bazen bu yollara bile gerek kalmayabilir. İnternette basit bir arama yaparak bomba yapımı ve kullanılan malzemelerin nerelerden temin edilebileceği bazı küçük örgütler tarafından öğrenilebilir... Bazı web siteleri devletler tarafından yok edilirken, herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bu tip zararlı sitelerin nasıl hala yayınlarına devam edebildiğini anlamak gerçekten zor...

MegaTokyo.com... Dört yıldır düzenli olarak güncellenen sitede, çizimleri ve hikayesi Fred Gallgher'e ait bir manga bulabilirsiniz. Hikayeyi baştan sona okuyamadığım için herhangi bir yorum yapamam, ama çizimlerin güzel olduğunu söyleyebilirim. Japon çizgi romanlarına ilgi duyanlara tavsiye ederim...

Bu sabah eskiden oturduğumuz eve uğradık. Bahçesindeki ağaçların hepsi meyve doluydu. Özellikle de kayısılar çok güzeldi. Aslında eskiden bahçede kayısı ağacı yoktu. Onun yerinde yabani bir bardak eriği vardı. Babamla ben komşu bahçeden bir kayısı dalı alıp bu ağaca aşı yapmıştık. Kayısıları görmelisiniz, hepsi yumruk büyüklüğünde. Aynı şeftali gibi. Tadı ve kıvamı da mükemmel. Giderken tam dört kilo kayısı topladık... Bazen o bahçeyi özlüyoruz. Yazın ağaçların gölgesinde otururduk. Bahçede elma, armut, kayısı, üzüm, can eriği, bardak eriği, ayva, çilek, marul, kara lahana, domates, biber, patlıcan, taze fasulye, kavun, karpuz, patates, nane, dere otu olurdu. Dördüz kedilerimiz bile vardı...

İki gün önce apartmanın olukları yenileriyle değiştirilmeye başlanmış. Ustalar kiremitleri sökmüşler ve işleri bitmediği için de çatıyı bir sonraki güne öylece bırakmışlar... Dün öğleden sonra başlayan ve bütün gün devam eden yağmur yüzünden beşinci katları su basmış. Bu sabah apartmanda kavga çıktı. Beşinci katta oturanlar hava durumuna bakmadan böyle bir işe girişen yöneticiye doğal olarak kızmış. Topluca adamın kapısına dayandılar ve yöneticiyi tartakladılar. Birisi yöneticiye "seni gördüğüm yerde vuracağım, öteki ayağını da ben sakat bırakacağım" dedi. Anlayacağınız burası her an karışabilir... Bir de şu çatıyı yapan salak ustalar nedense banyo ve tuvalet pencerelerinin baktığı boşluğun üstünü de açmış. Bütün gece o boşluğa ve banyoların içine yağmur suyu aktı. Binanın tabanı da muhtemelen göl olmuştur...

Geçmiş aylardaki yazılara bakınca, Bilim ve Teknik Dergisi'nin sitesindeki "Merak Ettikleriniz" adlı bölümü hatırladım. Bu sayfalarda, halkın sorduğu binlerce ilginç soruya uzmanlar tarafından verilen cevapları bulabilir veya kafanıza takılan soruları sorabilirsiniz. Güzel bir sayfa, linki tekrar vermekte fayda var...

Khalily.com... Sitede Shawna Khalily'e ait çizimleri ve diğer bazı çalışmaları bulabilirsiniz. Yaklaşık bir buçuk sene önce rastladığım bu siteyi de sık kullanılanları düzenlerken fark ettim... Söylemedi demeyin, bazı çalışmalar rahatsız edici olabilir...

Dün lise yıllarında gittiğim dershaneye uğradım. Ama kimseyi tanıyamadım. Herkes dershaneden ayrılmış. Sadece muhasebedeki amca yine aynı koltukta oturuyordu. Amcanın anlattığına göre bu dershane sektörü de futbola benzemeye başlamış. Başarılı çocukları çekmek için iyi öğretmenler yüksek ücretler karşılığında başka dershaneler tarafından transfer ediliyormuş. Bu arada dershane ücretleri de coşmuş. Adam yıllık 2 küsür milyar gibi bir rakam telaffuz etti. ÖYS türü bir şey olsa belki, ama sadece bir ÖSS için, zaten katkısı sınırlı olan bir dershaneye o kadar para verilmez. Aklınızı kullanın, kendiniz çalışın. Daha sonra elinizde kalan o parayla da süper bir bilgisayar yaparsınız... :)

Televizyonda SpywareBlaster adlı ücretsiz bir bilgisayar programının tanıtımına rastladım. Program web siteleri aracılığıyla bilgisayarımıza yüklenmek istenen casus yazılımların yüklenmesini engelliyormuş. Böylece bilgisayarımızda oluşabilecek zararı ve bilgilerimizin çalınmasını en baştan önlemiş oluyormuş... Daha önceden yüklenmiş olan casus yazılımları temizleme gibi bir özelliği olmasa da güzel ve yararlı bir program...

3D-IO.com... Sitede 27 çalışmadan oluşan bir galeri var. Çok sık güncellenmeyen bu sayfayı sık kullanılanları düzenlerken buldum...

İki gün önce Arte adlı kanalda bir animasyon festivali için hazırlanmış bir program vardı. Süreleri 10 - 15 dakika arasında değişen 8 adet film gösterdiler ve röportajlar yaptılar. Arte'nin (almanca ve fransızca) web sitesinde filmlerle ilgili bilgiler bulabilirsiniz... Gecenin birinde çizgi film türü şeyler seyretmek gerçekten güzel oluyor. Tavsiye ederim... Bu programdan önce de TRT'de daha önce seyredemediğim 12 Maymun adlı bir film vardı. Bu film genel olarak güzel olsa da ben içeriğinde zaman yolculuğu olan filmleri biraz saçma buluyorum. Çünkü film boyunca çok büyük mantık hataları yapılıyor. Senaryoyu hazırlayanların bunları görememeleri çok garip...

Geçen gün Pix8 adında bir siteden bahsetmiştim. Nivthum yorumunda, ImageShack adında benzer bir sitenin daha olduğunu yazmış. İlgilenenler oraya da bir baksın...

Türkiye alehine yayın yapan Yunanistan kaynaklı bir site olduğunu yazmıştım. ShockHaber'de de yayınlanan site oldukça meşhur olmuştu... Bugün, Bilge tarafından yazılan bir yorumu okuyunca fark ettim. Artık bu sitenin adresini yazdığımızda (sanırım) İslam Konferansı Örgütü'nün sayfasına yönlendiriliyormuşuz. Bu durum ne kadar sürer bilmiyorum ama kim yaptıysa eline sağlık... Yönlendirildiğimiz siteye de şöyle bir baktım. Üyeler bölümünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adı hala yok...

CSS Vault isimli bir siteye rastladım. Tasarımla uğraşanların çok hoşuna gideceğini düşünüyorum. Birçok hoş tasarımlı sitenin bulunduğu galeri bölümünü mutlaka ziyaret edin. İlham almak için birebir... Bu arada, orada gösterilen sitelerden herhangi bir şeyi kopyalıyacaksanız izin almayı da sakın unutmayın... Anlayanlar parmak kaldırsın... :)

Son günlerde yine kafalara çuval geçiriliyor. Bu sefer iddialara göre bizim askerler Amerikalılar'ın kafasına çuval geçirmiş. Biliyorsunuz, bu haber yayınlanır yayınlanmaz hemen Genelkurmay tarafından yalanlandı... Ben şunu merk ediyorum. Haberde anlatılan olay gerçekten olmuş olsa bizim yetkililerin açıklamaları nasıl olurdu? Ben bugünkünden farklı olacağını sanmıyorum. Basına sızdırdıktan sonra ilişkiler zarar görmesin diye yine yalanlarlardı...

Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan, televizyon ve gazetelere de haber olan "Hayatımız Mafya" adlı bir rapor var. Raporda yazılanlara göre mafyanın cirit attığı 100'e yakın sektör varmış ve yeraltı ekonomisinin büyüklüğü milli gelirin dörtte biri olan 60 milyar doları buluyormuş. Devamını şurada bulabilirsiniz. Özellikle mafyanın ilgilendiği sektörlere bakın. Simit sektörü bile var... ATO'nun sitesinde "Mermer Raporu"'yla ilgili bir habere de rastladım. Meğer Türkiye'de 2 trilyon dolarlık mermer rezervi bulunuyormuş. İlginç bir haber. Neptünyum gibi uydurma olmasın da... Ayrıca sitede Türkiye'deki misyonerlik faaliyetleriyle ilgili bir haber de var. Anlaşılan adamlar boş durmuyor...

Sivrisinek sezonu açıldı. Nerede kaldı bu sinekler diye merak etmeye başlamıştım. Dün akşam kolumdan emdikleri kan doymalarına yetmemiş olacak ki, gece de kulağıma vızıldamak suretiyle beni üç defa uyandırdılar. Sabah sadece bir tanesini vurabildim... Daha önceleri de hayvanların (özellikle de sivrisineklerin) beni çok sevdiğini yazmıştım. Evde yirmi kişi bile olsa hemen gelip beni bulurlar. Çok can sıkıcı bir durum... Hazır konu hayvanlardan açılmışken şöyle bir resim vereyim. Ama uyarıyorum, açarken dikkat edin, çok ayıp bir resim. Aradıkları şey bu olmasa da, Google'da "hayvanlarla seks" diye aratıp siteme gelenler için... Bir de 13 nude chicks adında bir resim var. Gözleriniz bayram etsin...

Pix8.net isimli bir siteye rastladım. Güzel ve ücretsiz bir servisleri var. Webloglar ve forumlar için üyelik gerektirmeyen bir image hosting hizmeti sunuyorlar. Site ana sayfasındaki ilgili alanı kullanarak resimlerinizi siteye gönderiyorsunuz ve istediğiniz yerde kullanabiliyorsunuz. Sistemleri jpg, jpeg, png ve gif formatlarını destekliyormuş. Gönderilecek resimler için de 500 KB gibi makul bir üst sınır belirlemişler... Bence bazı basit ve önemsiz işler için kullanılabilir...

Geometrik şekillerin olduğu bir sayfa buldum... Sadece resimlere tıklayarak bir sonraki geometrik şekli görüyorsunuz. Kaç şekil olduğunu bilmiyorum, bazıları güzel olsa da sıkıldığım için sonunu getiremedim...

Bir aydır bilgisayarımda hissedilir bir yavaşlama var. Artık en basit bazı programlar çalışırken bile zorlanıyor. Şöyle bir baktım da sabit disklerde bir sürü işe yaramayan program ve dosya varmış. Toplam olarak da sadece 900 MB kadar bir boş alan kalmış. Sık kullanılanların hali ise evlere şenlik. Artık ziyaret etmediğim binlerce site kayıtlı. Bunları niye, ne zaman ve ne amaçla kaydetmişim hatırlamıyorum. Anlaşılan bilgisayarın güzel bir bakıma ve temizliğe ihtiyacı var...

Kıyafet katlamayı hiç sevmem. Zaten beceremem de. Katlarsam, ya yamuk olur ya da (çoğunlukla T-shirt'lerde) garip bir iz kalır. Bunun için askıya asma fikri bana her zaman hem daha kolay hem de daha pratik gelmiştir... Eğer kıyafet katlamak sizin için de hala bir sorunsa şunu (1.95 MB) izleyin... Mükemmel değil mi? En azından t-shirt için sorununuzu halletmiş oluyoruz... Süper bir yöntem. Kaçırmayın... Adres Seher'den...

Uçak yolculuğu yapanlar biliyordur. Türk Hava Yolları'nın SkyLife isimli aylık bir dergisi var. Beş sene önce tanıştığım bu derginin internet versiyonu da varmış... İşte Haziran 2004 sayısı... Eski sayılarına da aynı sayfa üzerinden ulaşabiliyoruz. Üstelik İngilizce versiyonu da var... Kaliteli bir dergi...

Vault49.com... Etkileyici illüstrasyonların bulunduğu bir site... Ana sayfanın sağ tarafında bulunan üçe ayrılmış portföy bölümündeki her çalışmayı tek tek görmenizi tavsiye ederim... Örnek1, örnek2...