ZIKZAK WEBLOG: Kasım 2004



WEBLOG

Zikzak, kişisel bir weblogdur. Okumakta olduğunuz sayfalarda, daha çok site sahibini ilgilendiren konularda yazılar ve linkler bulunmaktadır. Site geneli hakkındaki düşüncelerinizi, önerilerinizi ve isteklerinizi bir eposta aracılığıyla bildirebilirsiniz.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ARŞİV . . LİNKLER . . EPOSTA . . .

Cats
Şu sayfada kedi konulu yüzlerce güzel fotoğraf var. Şuradan ve şuradan daha başka kedi fotoğraflarına da ulaşabilirsiniz... Yine aynı sitede değişik türlerdeki hayvanların Photoshop kullanılarak birbirleriyle karıştırıldıkları bir bölüm de mevcut...Boş bir zaman bulursam hepsini indireceğim... Kaynak: Deeperandfaster...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Hürriyet Pazar'da Özdemir İnce'nin "Bizans konusunda Jacques Chirac haklıdır (2)" başlıklı bir yazısısı vardı. Yazıda Türklerin, Yunanlıların ve diğer Anadolu halklarının kökenleri hakkında ilginç bazı bilgiler veriliyor. Yazının giriş kısmında, "Tarihi ve tarihteki insan hareketlerini iyi anlamak için soy (etnisite) ile ulus kavramlarını birbirinden ayırmak zorundayız. Günümüzde artık hiçbir ulus eski atalarının torunları değil! Çünkü tarihsel zaman içinde hiçbir soy sürekli değildir. Bu Türkler için de böyledir Yunanlılar için de..." yazılı... Bu yazının bir hafta önceki ilk bölümünü de şuradan okuyabilirsiniz... Bu arada yine aynı gazetede Murat Bardakçı imzalı "Bizans'ın torunu değiliz ama 40. gün duasını bile Bizans'tan aldık" başlıklı bir yazı da var... Zamanınız varsa özellikle ilk söylediğime bir bakın...

Geçen gün Hürriyet gazetesi spor sayfasının Beşiktaş bölümünde, spordan sorumlu Devlet Bakanı'nın Ankara'da oynanan Galatasaray Ankaragücü maçını izlediği haberi vardı. Haberle alakalı fotoğrafın, arka planı siyah açıklamasının başlığında da Bakan için "Galatasaray atkısı taktı" yazıyordu. Açıklamanın devamında Bakan'ın (sanki Galatasaray'ı destekliyormuş gibi) yine Galatasaray atkısı takmasına dikkat çekiliyordu... Merak ediyorum, bu fotoğrafın altına yorum yazan kişi kör müdür? Bakan'ın boynunda bulunan ikinci atkıyı (sarı lacivert Ankaragücü atkısı) görmemezlikten gelince eline ne geçiyor? Sonra benim bildiğim genelde olumsuz haberlerin arka planını siyah yaparlar. Adamın Galatasaray atkısı takmasının olumsuz bir tarafı mı vardır? Alakasız bir maçta Beşiktaş atkısı mı takacaktı?.. Daha ne diyeyim, milleti işte böyle haberlerle gaza getirip birbirine düşürüyorlar...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Biraz önce AntiFenerbahce.net adlı bir siteye rastladım. Eğer Fenerbahçe taraftarıysanız siteyi ziyaret etmenizi hiç tavsiye etmem. Ama illa siteye bakacağım düyorsanız bari fıkralar bölümündeki ikinci fıkrayı okumayın. Adamlar dalga geçmekle kalmamış, abartıp işi hakaret boyutuna taşımışlar. Sanırım kendi akrabaları arasında da bazı Fenerbahçelilerin olabileceğini unutmuşlar... Neyse, tasarımı güzel olamasa da site genelini beğendim. Sitede resimler ve forum gibi bölümler de var... Biliyorum, zaten ortam gergin ama bu sitenin adresini vermezsem çatlarım. Sakın bana kızmayın, gidin siteyi yapanlara kızın...

Dün gece haberlerde terörist Abdullah Öcalan ve kardeşinin, yıllık yirmi milyar gelir getiren bir arazi yüzünden davalık olduğu anlatılıyordu. Adamın kardeşiyle kavgalı olması beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren şey devletin sigara izmariti atanlara iki yüz milyon Türk Lirası ceza yazarken, otuz beş bin kişinin ölümünden ve devletin yüz elli milyar Dolar zarar etmesinden sorumlu olan birinin mal varlığına dokunmaması. Kanunları tam bilmiyorum ama birini veye bir kurumu bilerek ve isteyerek zarara uğratanlara mutlaka bir para cezası veriliyordur. En azından şöyle düşünün, ben gidip bir dükkanın camını kırsam veya bir çocuk tutup kırdırtsam devlet bana o camın parasını ödettirmez mi? Hem de nasıl ödettirir... Bana ödettirir ama Apo denilen herife dokunamaz. Çünkü Avrupalı abileri kızar... Acaba dünyada bizimki gibi bir devlet var mıdır?..

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Hafta boyunca bütün televizyonlarda bir Amerikan askerinin camide yatan yaralı bir direnişçiyi öldürdüğü anın görüntüleri gösterildi. Birkaç gün öncesinin Milliyet gazetesinde yer alan bir haberde bu görüntüleri Kevin Sites adında bir kameramanın çektiği yazılıydı. Adamın ismi yabancı gelmiyor değil mi? Geçen nisan ayında ziyaret etmeniz için Sites'ın blogunun adresini yazmıştım. İstiyorsanız buraya tıklayarak siteyi tekrar ziyaret edebilirsiniz...

CHP'de neler yaşandığı hakkında fikri olan var mı? Bu nasıl bir sol partidir? Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül parti başkanı seçilmek isteyemez mi? Milletvekilleri onu destekleyemez mi? Deniz Baykal çıkıp Mustafa Sarıgül için rüşvet aldı falan diyor. Öteki de yok öyle birşey deyip tazminat davası açıyor. Yani ikisinden biri çok pis yalan söylüyor. Bekleyelim bakalım, nasıl olsa gerçek bir süre sonra ortaya çıkar... Bu arada yapılan bir şey varsa yapan kişi zaten yargılanıp cezasını çekmeyecek mi? Niye saçma sapan tartışmalarla partinin imajını zedeliyorsunuz? Niye her cümlenize bir Atatürk kelimesi ekleyip adamın ismini kendi çıkarlarınız için kullanıyorsunuz? Neymiş, Sarıgül Atatürk'ün oturduğu koltuğa layık değilmiş. Sanki sen ve Türkiye'yi batıran ama hala millete akıl veren diğer politikacılar o koltuğa layıksınız...

Geçen hafta sonu Beşiktaş - Çaykur Rizespor maçın oynanırken Beşiktaş tribünlerinde çıkan bir kavgada on altı yaşındaki bir çocuk bıçaklanarak öldürüldü. Televizyon ve gazetelere bakıyorum da her kafadan bir ses çıkıyor. Bazı yorumcular bunu basit bir olay olarak görüyor. Bence iş o kadar basit değil. Konu direkt olarak Beşiktaş kulübüyle alakalı olmasa da İnönü'de böyle bir şey olacağı zaten belliydi. Neredeyse her maç kendi arasında kavga eden bir seyirci topluluğunda bu tip bir olayın yaşanması normaldir. O üzerinde bıçakla stada gelen serseri de karışabileceği kavgalar için tedbir almış olabilir. Yoksa niye stada bıçak sokma zahmetine girsin ki?.. Olayın beni üzen şöyle bir yönü de var. Ölen de öldüren de dört yılımı geçirdiğim Çağlayan'danmış. Ben tanımıyorum ama hala Çağlayan'da oturan amcam ölenin ailesini veya öldüren genci büyük ihtimalle tanıyordur...

Ne kadarı doğru bilmiyorum ama televizyonların söylediğine göre bugün kar yağışından dolayı Maslak ve Levent tarafları berbatmış. Yarın bakacağız artık. İyiki bugün İstanbul'da değilmişim... Hava durumunu merak edenler Türkiye için Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün sitesine bakabilir. Gerçi buna benzer bir sürü site var ama sanırım hepsi verileri buradan alıp yorumluyordur... Bir de BBC Weather Centre var. Bizi ilgilendiren bölüm olan Avrupa bölümüne mutlaka bakın. Bulutlar, rüzgarlar, sıcaklıklar ve basınç değerleri harita üzerinde gösteriliyor. Şu linklerden de İstanbul'un hava durumuna ve İstanbul için yıllık ortalama değerlere ulaşabilirsiniz. Belki daha iyi siteler vardır ama rastladıklarımın arasında görünüş bakımından en güzeli BBC'nin hava durumu bölümüydü...

Dün Hipfoto Fotoğraf Dergisi adlı bir siteye rastladım. Fotoğrafçılığa ilgi duyan herkesin ziyaret etmesi gereken sitede, fotoğraf teknikleri, temel fotoğrafçılık, dijital fotoğrafçılık, Photoshop dersleri, fotoğraf makineleri ve aksesuarlar adlı altı bölüm altında onlarca makale var. Siteyi gezerken, geçen ay benim de başımı ağrıtan doğru pil seçimi sorunyla alakalı "Gücünüze Güç Katan Piller" başlıklı güzel bir yazı buldum. Dijital fotoğraf makinesi almayı düşünen herkesin okuması gereken şöyle bir yazı da mevcut... Çok yararlı bir site, mutlaka ziyaret edin... Kaynak: Limk...

Dün akşam Blogger ana sayfasındaki yeni güncellenen bloglar arasında "Fallujah In Pictures" başlıklı bir blog gördüm. Blogun alt tarafındaki tanıtımında "This page is dedicated to the men and women who risked their lives so that the world may know the truth about Falluja" yazılı... Zamanınız varsa ve kan görmeye dayanabiliyorsanız Felluce'de neler yaşandığına bir bakın derim...

Televizyon kanalları günlerdir Irak'ın Felluce kentindeki operasyona katılan bir Amerikan askerinin camideki yaralı bir direnişçiyi başından vurarak öldürmesini gösteriyor. Politikacıların ve gazetecilerin hepsi de doğal olarak bu yapılanı eleştiriyor. Yalnız ben şunu anlamyamıyorum, insanlar savaşın ne olduğunu sanıyor? Bilgisayar oyunu mu? Bir süre önce aynı kişiler Türkiye'nin Irak'a asker göndermesini desteklemiyor muydu? Bugün bu tip olayların içinde ölen veya öldüren rolünde Türk askerleri de olabilirdi. Hem orada o kamera bulunmasaydı bu vahim olaydan kimin haberi olacaktı? Kameraların çekmediği daha kim bilir ne iğrenç görüntüler vardır. Bunun yanında aynı olayı iki taraf ta yapmıyor mu? Direnişçiler sokakta yaralı bir Amerikan askeri yakalasalar farklı bir şeyin olmasını mı bekliyorsunuz? İnsanlar savaşta hayvanlaşıyor. Amerika'yı ve Irak'ı yöneten bir grup politikacının kararları doğrultusunda savaşan insanların acaba yüzde kaçı ailesinin yanında olmak varken orada bulunmak ister?.. Son olarak şu da var. Bir insanın bir metre veya yüz metre mesafeden öldürülmesi çok mu farklıdır? Sonuç olarak ikisi de aynı şey değil mi? Neden bütün dünya garip bir şekilde sadece yakın mesafeden ateş edilince tepki gösteriyor? Mesafe artınca yapılan daha mı az rahatsız edici oluyor?..

Illustrator Tim Marrs
TimMarrs.co.uk... Tek sayfadan oluşan sitede Timm Marrs'a ait 100 kadar illüstrasyon ve çizim bulabilirsiniz... Aslında bugün bir şey yazmayacaktım. Sadece epostalarımı kontrol etmek için internete girmiştim. Bu sitenin adresini bakmam için bir arkadaşım epostayla göndermiş. Ben de yazayım bari dedim... Bu arada sitedeki bazı çalışmaları güzel bulmadığımı da söyleyebilirim. Zamanınız varsa bir bakın...

Haberlerde Rusya'nın yeni bir tür atom bombası geliştirdiği anlatılıyordu. Geçen senelerde de Amerika'nın çeşitli operasyonlarda kullanmak için nükleer bomba sınıfına girmeyecek küçük atom bombaları geliştirmeye başladığı haberleri vardı. Peki aynı şeyi yapmaya çalışan İran ve Kuzey Kore'ye niye bu kadar tepki gösteriliyor? Adamların yerinde olsam ben de atom bombası ve kitle imha silahları geliştirmeye çalışırdım. Saldırmak için hazır bekleyen, en güçlü kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlara da sahip olan Amerika ve İsrail'e karşı başka ne yapılabilir? Üstelik atom bombasını insanlara karşı kullanan tek ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu da unutmamak gerekir... Tabi Türkiye açısından bakarsak komşumuz İran'ın nükleer bombaya sahip olmaması bizim için iyidir... Bu arada, bence Türkiye de artık bu tip silahları üretebilir konuma gelmelidir. En azından teknolojimizi hazır tutmalıyız. Etrafımızda devlet yöneten birçok deli var. Ne zaman ne olacağı belli olmaz...

Doğru mu değil mi bilmiyorum ama bir yerde kargaların 200 sene kadar yaşadığını okudum. Bu hayvanın bu kadar uzun süre yaşayabildiğini nereden biliyorlar? Başında mı beklemişler, yoksa oratasından kesip halkalarını mı saymışlar? Çok ilginç... Bu arada madem bu hayvanlar çok uzun süre yaşayabiliyor, domatese ve mısıra dayanıklı olsunlar diye balık ve tavuk geni koymayı akıl edebiliyorsunuz da niye insan ömrünü uzatmak için karga geni kullanmıyorsunuz? Tamam bu tip çalışmalar yasak ama insan sonucun ne olacabileceğini merak ediyor...

Rion Vernon's Pin-Up Toons
PinUpToons.com... Rion Vernon'a ait sitenin galeri bölümündeki sayfalarda dört katagori altında 200'den fazla çizim bulabilirsiniz. Eğer resimdeki gibi çizimler ilginizi çekiyorsa siteyi ziyaret etmenizi tavsiye ederim... Bu arada demedi demeyin, sitedeki bazı çizimler bazı ziyaretçileri rahatsız edebilir... Kaynak: Deeperandfaster...

Niye Türkiye olarak yapmamız gereken bazı şeyleri zamanında kendimiz düşünerek yapmıyoruz da Avrupa Birliği'nden gelen talepler doğrultusunda zorla yapıyoruz? Mesela şu ana dilde yayın konusu. Haftada yarım saat yapılan ve daha çok bir belgesel havasında olan Kürtçe yayına niye bu kadar tepki gösterildi? Bu yayınları kaç kişi izliyor ki? Diğerlerini bilmiyorum ama Türkiye'nin her yerinden rahatlıkla izlenebilen Hot Bird adlı uyduda dört tane Kürtçe, onlarca da Arapça yayın yapan kanal var. Bu Kürtçe kanallardan bazıları da PKK'yla çok içli dışlı. Belki de içlerinden biri terör örgütünün yayın organıdır. Türkiye'deki Kürtler Kürtçe bir şey izlemek isteyince bence denetimi mümkün olmayan bu kanalları izliyordur... Artık bazı yasakların teknolojide veya başka alanlarda yaşanan gelişmeler doğrultusunda zamanla işlevini yitirdiğini anlamamız gerekiyor. Gereksiz şeylere tepki gösterceğimize toplum olarak gücümüzü daha önemli işlere harcamalıyız...

Cat Stevens'ın yıllar önce Müslüman olup Yusuf İslam adını aldığını biliyorsunuzdur. Adamı televizyonda her gördüğümde "Müslüman olduktan sonra niye bu tip bir kılığa büründü?" sorusu aklıma geliyor. Müslüman olmak kılık kıyafetle veya görünüşle bu kadar alakalı bir şey mi? Ben Yusuf İslam'ın işi biraz abarttığını düşünüyorum. Günlük hayatta bundan yüzlerce yıl öncesinin kıyafetlerini giyince ne değişiyor? Acaba insan tipini değiştirince kendini daha fazla mı dindar hissediyor? Müslüman olunca içinde yaşadığın toplumun genelinin giydiği batı tarzı kıyafetlerden de vazgeçmek mi gerekiyor? Ne bileyim, mesela Musevi olsaydı, bu sefer de televizyonlarda gördüğümüz o siyah giysili, garip şapkalı ve sakallı adamlara benzemeye mi çalışacaktı?.. Tabi bunlar sadece benim görüşüm. Özgürlük denilen bir şey var, adam istediği kılığa bürünür. Sadece yaptığı bana biraz garip geliyor o kadar...

Konu Galatasar'dan açılmışken... Geçen gün Yunanistan'da oynanan AEK maçında Galatasaray Paf takımından Galatasaray A takımına denenmek için alınan oyuncuların çoğunun abilerinden daha iyi futbol oynadığını gördüm. Genç yaşlarına rağmen birbirleriyle paslaşmaları ve oyun anlayışları çok güzeldi. Paf takımı zaten senelerdir dünya ve Avrupa çapında oynanan turnuvalarda dereceler alıyor. Eğer gelecekte A takıma çıkartılırlarsa alınacak altı iyi yabancı oyuncuyla beraber bu takım eski günlerine dönebilir. Umarım yönetim ve teknik kadro bunların değerini anlar ve uzun süreli sözleşmeler imzalatırlar. İnşallah geçmişte olduğu gibi alt yapıdan yetişenlerden tam anlamıyla faydalanmadan ellerinden kaçırmazlar...

Dün Fanatik adlı spor gazetesinde Çanakkale Dardanelspor'lu Mehmet Şen'in Galatasaray'a transfer olabileceği yazılıydı. Kardeşim haberi görünce bu benim ilkokulda sınıf arkadaşımdı, bizim evin karşısında otururlardı, bütün gün parkta beraber futbol oynardınız dedi. İlginç, ben öyle birisini hatırlamıyorum. Dahası mahallede benden daha iyi futbol oynayan da yoktu. Yoksa ben de mi futbolcu olsaydım... Gerçi hatırlamıyorum dedim ama ben zaten kimseyi doğru dürüst hatırlayamıyorum. Yeğenim bizim çocuklukta oturduğumuz binanın yanındaki evde oturan bir çocukla evlenecekmiş. Annem, babam, kardeşim çocuğu tanıyor, benim de tanıdığımı söylüyorlar ama ben orada öyle birisinin oturduğunu bile hatırlayamıyorum...

Bir rüya... Kardeşimin gittiği liseye kaydolmuşum. Okulun ilk günü evden erken çıktığım için ders başlayana kadar lisenin karşısındaki kitapçıdan birkaç dergi bakmayı düşünüyorum. Kitapçıdan üç dergi ve yeşil kutulu, püskürtmeli bir cam temizleyicisi alıp okula doğru giderken gökyüzünün mosmor olduğunu görüyorum. Herkes bir yerlere kaçışmaya başlıyor. Biraz ileride annemi de görüyorum. Sanırım olanlardan korkmuş ve okula bana haber vermeye gelmiş. Ama beni orada bulamayınca herkes gibi o da koşarak eve doğru gidiyor. Ben de elimdekileri atıp onun peşinden eve doğru koşuyorum...

Thierry Le Goues
ThierryLeGoues.com... Dün akşam bu sitede bulunan 400 kadar fotoğrafı indirdim. Eğer güzel bir şeyler görmek istiyorsanız, nike, soul, popular, antik, antik2, antik3, antik4 ve frevue adlı sekiz galeriden oluşan siteyi mutlaka ziyaret edin. Bu arada, siteye iftardan sonra girmenizi tasiye ederim. Kaynak: Limk...

Annemler geçen hafta kardeşimin odasındaki küçük televizyonun yerini değiştirmişler. Kardeşimle odalarımız karşılıklı ve artık kapının hemen yanında bulunan televizyonun hoparlörleri de televizyonun yan taraflarında olduğu için evde bulunduğum zamanlarda gelen sesler yüzünden odamda duramaz oldum. Üniversite mezunu anne ve kızı oturup bütün gün Show Tv'de yayınlanan "Gelinim olur musun?" adlı programdaki gelin - kaynana muhabbetlerini seyrediyorlar. Sonra da gelip konuşulanları bana anlatmaya çalışıyorlar. Sanki çok umurumda. Semra adlı kadının cırtlak sesinden, çocuğu Ata'dan ve özellikle de kuşum Aydın'dan bıktım artık. Sesleri beynimi kemiriyor. Delirmezsem iyidir... Annemler evde yokken televizyonu eski yerine çekmem gerek...

Dün akşam iftardan sonra yan binadaki bir kadın hırsız var diye bağırmaya ve çığlık atmaya başladı. Pencereden bakınca elinde sopa olan bir adamın üç çingene kadını kovaladığını gördüm. Birkaç dakika sonra aynı adam elinde bir şeylerle geri döndü. Sanırım kadınlar evin balkonunda bulunan eşyaları çalmaya çalışmış... Neyse yine dün akşam internette gezinirken fark ettim. Björk'un resmi web sitesindeki resimler bölümünde çeşitli katagoriler altında yüzlerce kaliteli fotoğraf varmış. Björk'ü beğenmiyorsanız bile bir bakın derim, gerçekten çok güzel fotoğraflar var. Sonra yine dün yabancı bir blogda gördüğüm bir köpek fotoğrafı çok hoşuma gitti. İnsanın köpek alası geliyor...

Geçen seneki Ramazan'da davulculara sinir olduğumu yazmıştım. Aynı sorun devam ediyor. Adam geçen gece saat iki civarında davulu çala çala binanın önüne kadar gelip sigarasını içti, beş dakika sonra da sanki sigaradan aldığı zevkle elindeki davula daha bir hırslı vurarak uzaklaştı. Anlayamıyorum, belediyeler davulculara izin verince halka hizmet mi götürmüş oluyor? Anlaşılan birileri oruç tutmayanları, sahura kalkmayıp orucunu akşamdan tutanları, hastaları, yaşlıları, bebekleri ve sahura daha geç bir saatte kalkacakları rahatsız etmeye çok meraklı. Saat ikide sahura kalkılır mı?..


NoMagazine
NoMagazine... Daha çok fotoğrafçılık, illüstrasyon ve grafik tasarım konuları üzerine yoğunlaşmış olan derginin yayınlanan yedi sayısını (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7) zip dosyaları halinde bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Bir Flash dosyası olarak hazırlanmış NoMagazine'nin bütün sayılarının toplamı 46 MB kadar yer kaplıyor. Eğer hızlı bir bağlantınız varsa internette gördüğüm içeriği güzel çalışmalardan biri olan derginin tüm sayılarını indirmenizi tavsiye ederim... Kaynak: Deeperandfaster...

İki hafta önce ADSL bağlantısı için başvurmuştum. Tatile denk geldiğinden bağlantım ancak geçen perşembe açılabildi. İhtiyaçlarımı karşılayacağını düşündüğüm için şu 3GB limitli 256'lık (aylık 29 milyon lira) tarifeyi seçtim. İnternete bağlı olduğu her an bir şeyler indirmeyen ev kullanıcıları için bence çok uygun bir tarife. Kullanıma göre değişir ama günde 5 - 6 saat internette gezinebilirsiniz. 3GB yetmezse de sonraki her 100MB için 1 milyon lira ödüyoruz. Abartmaya gerek yok ama bu da yetmezse daha hızlı bir bağlantı veya limitsiz üyelik için başvurunca bekletmeden tarifeyi değitiriyorlarmış... Bu arada ADSL'i herkese tavsiye ederim. Özellikle de telefon faturası internet yüzünden yüklü gelenlere. Modem fiyatları şu an için yüksek olsa da harcayacağınız parayı kafanıza takmayın. Yüz milyon civarındaki bir miktarı zaten birkaç ay içinde tasarruf edersiniz...

Limitli tarifeyi seçince insan interneti ne kadar kullandığını da merak ediyor. Bilgisayar gelen ve giden o anki veri miktarını byte cinsinden gösteriyor ama bunu kaydetmiyor. Aranızda aylık toplamı hesaplayacak bir program bilen var mı? Excel ile bir şeyler yapabilirim ama interneti her kulladığımda harcanan veri miktarını elle girmem gerekir. Bunun daha kolay bir yolu olmalı...




« »


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .

Linkler

Sitenizin ismini aşağıdaki bölümde görmek istiyorsanız, Zikzak'a kalıcı bir link vermeniz ve bunu bir e-posta ile bana bildirmeniz gerekmektedir...

aicis
altiustutasarim
aslicin
bebelog
benhayattayken
blogkardesligi
bloglaralemi
deeperandfaster
ekonomiturk
ellibir
esinperisi
fikirbaz
findikkabugu
geriden
golgelimavi
izlenimler
keditasmasi
limk
mada
mentaldisorder
n
naylondefter
notdefteri
ozgekilicoglu
sosyalmekan
stadyum
sulusepken
taheny
thezgi
turkce

diğer linkler

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .

İletişim

E-posta göndermek için aşağıdaki formu veya zikzakweblog@yahoo.com adresini kullanabilirsiniz...

 

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BAŞA DÖN . . .

This page is powered by Blogger. Isn't yours?