Akşam'ın cumartesi ekinde bazı blog yazarlarının karşılaştığı birtakım sorunlara yer verilmiş...
Hikaye yaklaşık üç yıldır blog yazan Doğan'ın bir Amerikan firmasına iş başvurusu yapmasıyla başlıyor. İlk görüşmeden olumlu cevap gelince ikincisi için insan kaynakları müdüründen randevu alıyor ve bu durumu işi kapmış gözüyle yorumluyor. Ama ikinci görüşmeye gittiğinde müdür ona birlikte çalışamayacaklarını söylüyor. Duruma anlam veremeyen Doğan nedenini soruyor. İnsan kaynakları müdürünün 'Hem ABD karşıtı olup hem bir ABD firmasına başvurmakla hata etmişsinizdir belki de' yanıtıyla şoke oluyor. Ceyhun Doğan, insan kaynakları müdürünün bu fikre nereden kapıldığını anlayamıyor. Ama tahmin edeceğiniz gibi işin içinden yine bloglar çıkıyor.
Yazıda örnek olarak gösterilen sorunlarla ya da benzerleriyle karşılaşmak istemiyorsanız blogunuzda veya emin olmadığınız diğer sitelerde kimliğinizi açıklamamanızda fayda var. Eğer özel hayatınızla ilgili bir şeyler yazıyorsanız ve hakkında yazdığınız kişilerin tepkilerinden çekiniyorsanız veya gelebilecek olan tepkilerin sizi üzeceğini düşünüyorsanız tanıdıklarınıza site adresinizi vermemelisiniz. Bu arada blogunuza da çok bağlanmayın, zevk almak, zaman geçirmek için yazın. Kim olduğunu bilmediğiniz kişilerin eleştirileri ve yorumlarını gereğinden fazla önemsemeyin...
9 yorum:
güzel bi noktaya deginmissin...
Ben de özel hayatımı yazıyorum ama sınırım var.Ve herkes biliyr kim olduğumu.İsmimi saklama gereği duymuyorum çünkü yanlış bir şey yapmıyorum.Benim yazdıklarım günlerin,yaşadıklarımın ve gördüklerimin bana öğretileri üzerine daha çok.
Ama çok var,çok özelini yazan.Baş belaya girebilir.
Dediğin gibi,yorumlara üzülmemeyi de bir öğrensem.
Bu arada,75 milyon da nereden çıktı.Yok yahu öyle bir laf etmedim.Kendimden şüphelenip gidip bir daha okudum ,aşkolsun :)
zikzak, ne guzel bir konuya deginmissin yine...ozel hayat ozelde kalmali...siddetle katılıyorum..:-)
Aslında bunlar bilinen şeyler. Blog yazmaya başlayan biri birkaç ay içinde ne yapması gerektiğini kendi kendine öğrenir, blogunda ve yazılarında kendi şartlarına uygun bir yol seçer... Yani bunları daha çok yeni başlayanlar için yazmış oluyorum...
Aslı, tam olarak hatırlıyamıyorum ama sanırım milyonların önüne çıkıyoruz gibi bir şey söylediğini okumuştum... :-)
şu iki gündür olayları takip ediyorum da Blog dünyasında neler oluyormuşta haberim yokmuş...üzücü bunlar!!Malum şahıs yakalanmış...Bu tip kişilere tek bir tanı konulabilir...Ruh hastası!!Takip ettiğim blogların tümü kapanıyor...Kim kime güvenir ki artık!!Gercekten üzüldüm...Ne olacak şimdi...
Niye şaşırıyorsun ki? Başkalarını rahatsız etmekten zevk alan sorunlu tipler de herkes gibi internete girebilir... Bu arada bloglarını neden kapattıklarını anlamıyorum. Bazılarımız çok alıngan oluyor. Saçma sapan yorumlar geliyor diye siteyi kapatacaklarına yorum özelliğini kapatsınlar olsun bitsin... Eğer kafanızı gelen yorumlara çok fazla takanlardansanız LiveJournal kullanın. Orada "friends only" özelliği mevcut. Sanırım gelecekte bu özellik Blogger'da da olacak...
Zikzak, gerçekten etmedim öyle bir laf.Kendimden şüphe ettireceksin beni.Hayır, bazen söylemediğimiz şeyleri yazarlar ama öyle bir şey de yazmamışlar.:)
A bak ama şunu yazmışlar.Ben arkadaşlarım yazmadığımda merak edip arıyor dedim ya, onu hayranları olarak değiştirmişler.
Okuyunca sabah gazetede dedim ki:
Vay be. Ben neymişim böyle :P
Bazı insanlar hassas oluyor,aldıkları yorumlardan etkileniyorlar, neyse ben de pişmeye başladım, gülüp geçiyorum artık.
Olsun, "hayranları" lafı daha havalı olmuş... :-)
Yazıda şöyle bir şey var:
[...] bazı aramalar sonucu blogumun ilk sayfada yer aldığını görünceye kadar milyonların önüne çıktığımın çok da farkında değildim... :-)
Ahaaa
Tamam şimdi hatırladım.
Dur bir bakayım ropörtajın tamamına. Yani benim gönderdiğim kısıma.Adetim değildir bu kelimeyi kullanmak.Muhtemelen bu kadar göz önünde olduğumu demişimdir.
Olsun ya bunu da eklemişlerse, çok havalı olmuş :P
Havasından geçilmeyen Aslı
Yorum Gönder