Farkında mısınız? Birileri yine Kürtleri kullanarak Türkiye'yi karıştırmaya çalışıyor. Avrupa Birliği terörist başının tekrar yargılanmasını istiyor, PKK lehine gösteriler düzenleniyor, Türk bayrakları yırtılıyor, Norveç'ten gelen bazı tipler bu gösterilere katılıp terörist Abdullah Öcalan lehine slogan atıyor, dağlardaki terörist sayısı eski seviyesine ulaşıyor, Kuzey Irak'taki PKK teröristlerinin Türkiye'ye sızması tamamlanmadan Amerika'nın hiçbir önlem almayacağı belli oluyor...
Bir şeyi merak ediyorum... Bildiğiniz gibi Avrupalılar ve Amerikalılar kendi çıkarlarını düşünerek dünyadaki her bölgeye karışıyor. Peki biz neden aynı şeyi yap(a)mıyoruz? Neden hep savunma yapan taraf oluyoruz? Siz hiç bir Türk'ün alakasız bir yabancı ülkedeki bölücülerle beraber slogan attığını duydunuz mu? Hani Avrupalı olacağız ya, neden biz de onların yaptığını yapıp her meselelerine burnumuzu sokmuyoruz? Bizde PKK ve Kürt sorunu varsa onlarda da benzeri ayrılıkçı hareketler var. Mesela batılı ülkelerin siyasetçileri her geldiklerinde Diyarbakır'ı ziyaret ediyorlarsa, bizim siyasetçiler de gezileri sırasında Kuzey İrlanda, Sardunya ve Korsika gibi kaşınabilecek bölgelere uğrayıp, o ülkenin iktidarına ve sistemine muhalif örgütlerle görüşsünler. Ayrıca çıkarımıza olabilecek faaliyetleri bizim yerimize yapabilecek olan yabancı sivil toplum örgütlerine de destek verelim. İç sorunlarla boğuşurken biraz da sınırlarımız dışındaki olaylarla ilgilenelim. Kısacası, onları örnek alıp bize yapmaya çalıştıklarını biz de onlara yapalım...
Bir şeyi merak ediyorum... Bildiğiniz gibi Avrupalılar ve Amerikalılar kendi çıkarlarını düşünerek dünyadaki her bölgeye karışıyor. Peki biz neden aynı şeyi yap(a)mıyoruz? Neden hep savunma yapan taraf oluyoruz? Siz hiç bir Türk'ün alakasız bir yabancı ülkedeki bölücülerle beraber slogan attığını duydunuz mu? Hani Avrupalı olacağız ya, neden biz de onların yaptığını yapıp her meselelerine burnumuzu sokmuyoruz? Bizde PKK ve Kürt sorunu varsa onlarda da benzeri ayrılıkçı hareketler var. Mesela batılı ülkelerin siyasetçileri her geldiklerinde Diyarbakır'ı ziyaret ediyorlarsa, bizim siyasetçiler de gezileri sırasında Kuzey İrlanda, Sardunya ve Korsika gibi kaşınabilecek bölgelere uğrayıp, o ülkenin iktidarına ve sistemine muhalif örgütlerle görüşsünler. Ayrıca çıkarımıza olabilecek faaliyetleri bizim yerimize yapabilecek olan yabancı sivil toplum örgütlerine de destek verelim. İç sorunlarla boğuşurken biraz da sınırlarımız dışındaki olaylarla ilgilenelim. Kısacası, onları örnek alıp bize yapmaya çalıştıklarını biz de onlara yapalım...
2 yorum:
Merhabalar,
Zikzak'ı uzun süredir takip ediyorum ama ilk kez yorum yazasım geldi.
Bir kere bir nokta çok açık ki, bir grup Türk, Kürt bayrağı yakmış olsaydı, herkes ayağa kalkıp onları faşistlikle suçlardı. Böyle bir resmi bayrak olmamasına ve öyle ya da böyle bu ülke sınırlarında o bayrak yasadışı olmasına rağmen!
Türkiye'nin devamlı savunmada kalması da çok açıktır ki, gerek ekonomik gerek sosyo-politik açıdan güçlü bir ülke olamamasından kaynaklanıyor.İstikrarlı bir dış politikamız bile yokken, nasıl K. İrlanda'ya gidip İngiltere'ye kafa tutabiliriz.
Ancak yine de ben bu kadar yoğun tepkiyi maksatlı ve abartılı buluyorum. Günlerdir başka şey konuşulmaz oldu. Vatanseverlik ayrı bir şey, buna diyeceğim hiçbir şey yok. Ama milliyetçiliğin bu denli yükselmesini tehlikeli buluyorum.
Elbette ki bayrak ülkeyi temsil eden bir semboldür ama yegane sembol değildir. Türk geleneğinde var olan bazı değerleri kutsallaştırma alışkanlığının artık aşılmaya (hiç değilse) başlanması gerekiyor. Başbakana baba, devlete kutsal diye diye sorunları kısırdöngü içine sokuyor, halk olarak olağan, basit taleplerimizden bile kendiliğimizden vazgeçmiyor muyuz? Nereden ne sonuç çıkarttın demeyin devlet- halk geleneksel düşünce tarzında hepsi bir zincirin halkaları aslında.
Ben de işte bunları merak ediyorum. Devletimiz bu yasaya karşı ne yapıyor? Avrupa'daki ilgili kurumları harekete geçiremiyor muyuz?.. Mesela Fransızlar bizden azınlıklar ve dilleri konusunda ilerleme beklerken, Avrupa Birliği tarafından aynı konuda uyarılınca, bu tip uygulamaların devletin bütünlüğünü bozabileceğini belirtip bunları kabul etmiyor. Yani Fransızların özgürlük anlayışı Fransız devletinin çıkarlarının başladığı yerde bitiyor. Belki işin normalinin de bu olması gerekiyor...
Ben Avrupalı politikacıların ve medya mensuplarının büyük çoğunluğunun samimi olduğuna inanmıyorum. Mesela geçenlerde bir Fransız kanalında sözde Ermeni soykırımı tartışılırken sürekli Almanların Yahudilere yaptığı soykırımdan alınan görüntüler gösterildi. Konuyla alakası olmayan bir Fransız vatandaşı bu görüntülerden sonra rahatlıkla Türklerin soykırım yaptığını düşünebilir. Başka bir örnek daha vereyim. Doğu Anadolu'da Ermeniler tarafından katledilen Türklere ait bazı toplu mezarlar, çeşitli ülkelerden gelen tarihçilerin önünde açılıp dünyaya duyurulduktan sonra büyük bir Fransız gazetesi bu toplu mezarların Türklerin öldürdüğü Ermenilere ait olduğunu yazdı... Ya da şöyle genel bir örnek vereyim. BBC dahil bütün büyük Avrupa televizyon kanalları Türkiye ile ilgili bir haber olunca nedense hep camii ve namaz kılan insan görüntüleri gösteriyor. Türk televizyonları Avrupa Birliği ile ilgili haberlerde kilise ve dua eden insan görüntüleri kullanıyor mu?..
Bayrağımızın yırtılmasına karşı gösterilen tepkinin fazla olduğu konusunda bazı eleştiriler var... Bence şimdiden neler olacağını kimse bilemez. Yeterli tepkiyi veremezsek adamlar cesaretle daha fazlasını yapabilir. Ama bunun tam tersi de olabilir. Yani bundan sonra ortalığı karıştırmak isteyen her grup inadına bayrak yakar... Bence bunların sonucunda korkulması gerek şey bütün Kürtlere karşı bir hareketin başlamasıdır. Atıyorum, Kürtlerin sadece %5'i PKK sempatizanı olsa bile bu yüzbinlerce kişi demektir. Bizim unutmamamız gereken şey, bu çapulcuların Kürtlerin tamamını temsil etmediğidir...
Başka ülkelere kafa tutma işini resmi yollarla yapacağız diye bir kural yok. Büyük olarak gördüğümüz ve dünyada söz sahibi olan devletlerin tamamına yakınının güçlü bir istihbarat örgütü vardır. Avrupalı ve Amerikalı siyasetçilerin Diyarbakır'ı ziyaret etmesi işin sadece görünen kısmıdır... Ekonomik açıdan güçlü olmak bu konularda sadece artı bir değerdir. Mesela Kanada ekonomik olarak Türkiye'den güçlüdür ama birçok konuda Türkiye kadar etkisi yoktur...
Yorum Gönder